Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi: (4)

"Amerika Birleşik Devletleri'nin attığı yanlış adımdan bir an önce dönmesini umut ediyoruz. Soykırım gibi ithamlar, siyasetin konusu olamayacak kadar hassas konulardır. Tarih ilmi bir kenara bırakılarak, ülke başkanlarının, parlamentolarının bu tür konularda ahkam kesmesi, işleri içinden çıkılmaz bir hale getirmekten başka işe yaramaz" "Milli birlik ve beraberliğimizden, tarihi mirasımızdan, coğrafi avantajlarımızdan ve eşsiz potansiyelimizden aldığımız güçle, şartlar ne olursa olsun kendi hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz. Haklı olduğumuzun gayet iyi bilindiği konularda bize ısrarla geri adım attırılmaya çalışılmasından artık yorulduk. Bu şekilde bizi yolumuzdan döndürebileceklerini sananlar, yanıldıklarını anlamış olmalıdır" "Türkiye olarak tüm samimiyetimizle, Amerika Birleşik Devletleri ile de Avrupa Birliği ile de eşit ve adil şartlarda birlikte çalışmak, beraber yol yürümek istiyoruz. Küresel siyasi ve ekonomik sistemin yeniden şekillenme sürecinde bu iş birliğinin çok daha önemli ve herkesin faydasına olduğuna inanıyoruz"

26 Nisan 2021 - 21:35
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Amerika Birleşik Devletleri'nin attığı yanlış adımdan bir an önce dönmesini umut ediyoruz. Soykırım gibi ithamlar, siyasetin konusu olamayacak kadar hassas konulardır." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

Biden'ın 24 Nisan'da yayımladığı mesaja değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, soykırım kavramının ifade edilebilmesi için tarihçilerin üzerinde uzlaştığı somut deliller ve bunlara dayalı mahkeme kararları olması gerektiğini, Ermeni iddialarına ilişkin ortada ne somut delil ne de uluslararası mahkeme kararı olduğunu vurguladı.

Soykırım iddialarına karşı Türkiye'nin ortak tarih komisyonu kurulması ve arşivlerin açılması teklifinde bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, bununla öncelikle meselenin tarihi olarak doğru zemine oturmasını amaçladıklarını belirtti. Erdoğan, "Biz kendimizden emin olduğumuz için bu konularda her türlü konuşmaya, tartışmaya, araştırmaya, değerlendirmeye açığız. Hatta peşin hükümle aleyhimizde yayın yapacağını bildiğimiz araştırmacılara bile arşivlerimizi kapatmıyoruz." ifadelerini kullandı.

ABD ve Avrupa'nın, arşiv belgeleriyle konuşmaktan kaçanların iftira ve yalanlarının yanında yer aldığını belirten Erdoğan, söz konusu ülkelerin bu tutumlarıyla sadece Türkiye'ye husumet göstermekle kalmadıklarını, aynı zamanda bilime de ihanet ettikleri belirtti.

Ermeni yalanlarına prim vermedikleri ve gerçeğin peşinde koştukları için saygın tarihçilere saldırıların yapıldığına dikkati çeken Erdoğan, "soykırım yoktur" demenin yasayla suç haline getirilmesi çabalarının ise tam bir garabet örneği olduğu ifade etti.

ASALA terör örgütünün 1970'li yıllarda Türk diplomatlara, yani elinde silah olmayan sivil kamu görevlilerine karşı gerçekleştirdiği saldırıları unutmadıklarını ve unutmayacaklarını belirten Erdoğan, bu alçak eylemlerde hayatlarını kaybeden diplomatların katillerinin nasıl korunduğunu, cezaevlerinden nasıl salıverildiğini de bildiklerini kaydetti.

Bir asır önceki hayallerin bir benzerinin, Ermeni örgütlerinin bıraktığı yerden son 40 yıldır PKK terör örgütü vasıtasıyla hayata geçirilmeye çalışıldığının da farkında olduklarının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Allah'ın izniyle üzerimizde oynanın tüm oyunları nasıl hüsrana uğrattıysak, dün PKK üzerinden sınırlarımız içinde, bir süredir PKK-YPG üzerinden Suriye'de kurulan tuzağı da aynı şekilde parçalayıp atacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Amerika Birleşik Devletleri'nin, bu gerçekler ışığında attığı yanlış adımdan bir an önce dönmesini umut ediyoruz. Soykırım gibi ithamlar, siyasetin konusu olamayacak kadar hassas konulardır. Tarih ilmi bir kenara bırakılarak, ülke başkanlarının, parlamentolarının bu tür konularda ahkam kesmesi, işleri içinden çıkılmaz bir hale getirmekten başka işe yaramaz. Biz tarihe, husumet çıkarmak ve yeni kavgalar üretmek değil, daha güzel bir geleceği inşa ederken ders almak için bakılması gerektiğine inanıyoruz."

- "Hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz"

Tartışmaların Ermeni toplumuna faydası olmadığı gibi tam tersine bu tür adımların yeni sıkıntıların kaynağı haline geleceğini söyleyen Erdoğan, Ermeni toplumuyla hiçbir sorunlarının olmadığını vurguladı.

Bin yıl aynı topraklarda Ermenilerle yaşadıklarını, bir kısmıyla da barış ve huzur içinde hayatlarını sürdürmeye devam ettiklerini anlatan Erdoğan, Ermenistan ile iyi komşuluk esasına dayalı bir ilişki tesis etmek istediklerini belirtti.

İlişkilerinin geliştirilmesi için son 16 yıldır Türkiye'nin fedakarlık yaparak gerekli adımları attığını hatırlatan Erdoğan, buna karşı samimi bir karşılık bulamadıklarını ifade etti.

Karabağ meselesinin çözümünün ardından Ermenistan ile yeniden iş birliği zemini doğduğuna inandığını dile getiren Erdoğan, ABD Başkan Joe Biden'ın 24 Nisan açıklamasının hem bu süreci hem de kendileriyle olan ilişkileri zora soktuğunu kaydetti.

"Onlar tersini söylüyor diye güneş doğmayacak değildir, onlar aksini iddia ediyor diye hakikat ışığı parlamaktan vazgeçecek de değildir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Uzun yıllar boyunca Amerika ile 'güvenilir müttefiklik' üzerine kurulu yakın ilişkilerimiz olmuştu. Türkiye’nin kırmızı çizgisi olan FETÖ ve PKK-PYD’ye verilen destek ile uyguladıkları ambargoyla müsebbibi kendileri olan S-400 krizi gibi hadiseler 'model ortaklık' seviyesindeki ilişkilerimize zarar verdi. Son gelişmelerin üzerine adeta tuz-biber olan 24 Nisan açıklamasıyla artık Türk-Amerikan ilişkileri bu seviyesinin de çok gerisine düşmüştür. Biz, milli birlik ve beraberliğimizden, tarihi mirasımızdan, coğrafi avantajlarımızdan ve eşsiz potansiyelimizden aldığımız güçle, şartlar ne olursa olsun kendi hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz. Haklı olduğumuzun gayet iyi bilindiği konularda bize ısrarla geri adım attırılmaya çalışılmasından artık yorulduk. Bu şekilde bizi yolumuzdan döndürebileceklerini sananlar, yanıldıklarını anlamış olmalıdır. Türkiye olarak tüm samimiyetimizle, Amerika Birleşik Devletleri ile de Avrupa Birliği ile de eşit ve adil şartlarda birlikte çalışmak, beraber yol yürümek istiyoruz. Küresel siyasi ve ekonomik sistemin yeniden şekillenme sürecinde bu iş birliğinin çok daha önemli ve herkesin faydasına olduğuna inanıyoruz."

- "Türkiye haksız, çifte standartlı, marjinal grupların etkisiyle alınmış muamelelere maruz bırakılmamalı"

Tek isteklerinin Türkiye'nin haksız, adaletsiz, çifte standartlı, marjinal grupların etkisiyle alınmış muamelelere maruz bırakılmaması olduğunu vurgulayan Erdoğan, istiklalini ve istikbalini her şeyin üzerinde tutan Türkiye'nin bu duruşuna saygı gösterilmesi halinde, herkesle her zeminde konuşmaya ve iş birliğine hazır olduklarını aktardı.

ABD Başkanı Biden ile haziranda düzenlenecek NATO Zirvesi'nde kararlaştırdıkları görüşmede, bu konuları yüz yüze değerlendirerek, yeni bir dönemin kapılarını aralayacaklarına inandığını dile getiren Erdoğan, "Muhatabımızla iki ülke ilişkilerini zehirleyen konuları bir kenara bırakarak, artık bundan sonrasına bakmamızı sağlayacak bir anlayış birliğine varmayı umuyoruz. Aksi takdirde, ilişkilerimizin 24 Nisan açıklamasıyla düştüğü yeni seviyenin gerektirdiği pratikleri hayata geçirmeye başlamaktan başka çaremiz kalmayacaktır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan'la yapılan anlaşmanın uygulanması ve son gelişmeler çerçevesinde atılabilecek ortak adımlar konusunda telefon görüşmesi yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Yıllarca çözümsüzlüğü çözüm diye dayatanlara en güzel cevabı Azerbaycan'la birlikte Karabağ'da verdiğimizi biliyorsunuz. Önümüzdeki günlerde bu çerçevede atacağımız adımları daha da detaylandıracağız. Tabii asıl üzüntümüz, içimizdeki bazı kesimlerin de tarihi hakikatlere sırtlarını dönerek 'soykırım' yalanına sarılmış olmalarıdır. Kendi vatanına, kendi halkına aleni ihanet içine giren bu kesimlerin takdirini milletimize bırakıyoruz. Biz, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için içeride ve dışarıda ne gerekiyorsa yapmanın gayreti içinde olacağız. Evlatlarımıza özgür ve müreffeh bir ülke bırakana kadar bu mücadeleyi, gerektiğinde canımız pahasına sürdüreceğiz."

(Bitti)