Suriye'de terör örgütü DEAŞ'ın infazına ilişkin iki sanık hakkında dava açıldı

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede ifadesine yer verilen sanık Yıldız, Beşşar Esed rejimine bağlı "Şebbiha" milislerinden olduğunu iddia ettikleri maktulün infazı gerçekleştirilirken çekilen videodaki kişinin kendisi olduğunu itiraf etti

01 Şubat 2021 - 15:15
Suriye'deki çatışma bölgelerinde terör örgütü DEAŞ adına Muhammed Eş Şami isimli bir kişiyi infaz ederken çekilen görüntülerde yer aldığı belirtilen İrfan Yıldız ve infaz talimatını verdiği iddia eden Ahmet Turan hakkında ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "DEAŞ terör örgütüne üye olmak" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından yargılanan İrfan Yıldız'ın, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itiraflarda bulunmak istediği anlatıldı.

Sanığın daha sonra Suriye'deki çatışma bölgelerinde, Suriye vatandaşı olduğu değerlendirilen maktul Muhammed Eş Şami isimli bir kişiyi kafasını keserek infaz ettiği video kaydını içeren CD'yi mahkemeye teslim ettiğine vurgu yapılan iddianamede, bunun üzerine mahkemenin, bu görüntülerle birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğu aktarıldı.

İddianamede, bunun üzerine Yıldız hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçlarından soruşturma başlatıldığı ifade edildi.

Söz konusu videoya ilişkin Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından rapor hazırlandığı belirtilen iddianamede, raporda, "Görüntülerde Eş Şami olduğu değerlendirilen maktulü DEAŞ silahlı terör örgütünün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda kafasını bıçak ile keserek infaz eden şahıs ile İrfan Yıldız'la fotoğrafların uyumlu olduğunun, genel yüz görünümleri, saç, alın, kulak, burun ve yanak yapıları yönlerinden tam uyarlık bulunduğunun tespit edildiği" değerlendirmesinin yer aldığına vurgu yapıldı.

Videoda, Yıldız'ın Beşşar Esed rejimine bağlı "Şebbiha" milislerinden olduğunu iddia ettikleri maktulün kafasını keserek gövdesinden ayırdığının görüldüğü aktarılan iddianamede, bu sırada da videoda görünmeyen ancak Yıldız'a talimatlar verip örgüt propagandası yapan bir kişinin daha olduğu ve eylem sırasında örgütsel bir konuşma yaptığına işaret edildi.

İddianamede, soruşturma aşamasında ifadesine başvurulan Yıldız'ın videonun 8-9 yıl öncesine ait olduğunu belirterek, 2012 yılında Suriye'ye gittiğini ve DEAŞ üyesi olmadığını öne sürdü.

- Sanıktan "zaten ölmek üzereydi" savunması

DEAŞ'ı terör örgütü olarak gören ve Türkmenlere yardım hususunda faaliyetleri olan Ahraru’ş Şam içerisinde yer aldığını savunan Yıldız, maktulün bir Türkmen köyüne saldırdıktan sonra esir olarak düşen bir grubun arasında yer aldığını söyledi.

Yıldız, üzerinde patlayıcı olan bu kişinin kendisini patlatmaması için bağladığını ifade ederek, "Sonrasında Ahmet Turan bu şahsın infaz emrini verdi, o sırada orada bulunan herkes video çekiyordu, ben de yaralı olan ve zaten ölmek üzere olan bu şahsın boğazını keserek infazını gerçekleştirdim." dedi.

Yıldız'ın savunmasının ardından, Ahmet Turan'ın da soruşturmaya dahil edilerek gözaltına alındığı ve ele geçen cep telefonunda inceleme yaptırıldığı belirtilen iddianamede, dijital verilerde, resimler klasöründe DEAŞ terör örgütüne müzahir olması nedeniyle koruma tedbiri uygulanan bir internet sitesine ait fotoğraf, çok sayıda silah fotoğrafı ve ölü bir şahsa ait fotoğrafa rastlandığı aktarıldı.

İddianamede Turan'ın cep telefonunda ayrıca 2015 yılında DEAŞ tarafından Charlie Hebdo dergisine düzenlenen terör saldırısına ait olduğu değerlendirilen fotoğraf ve bu fotoğrafın üzerinde, saldırıyı gerçekleştiren şahısları öven yazıların bulunduğuna yer verildi.

Örgüt içinde "Ebu Nur" kod adlı ve "Kerpeten Ahmet" lakaplı sanık Turan'ın Suriye'de El Nusra içinde de faaliyet gösterdiği anlatılan iddianamede, sanığın 2017 yılının Nisan ayında Türkiye'ye döndüğü ve çatışma bölgelerine eleman aktarımı faaliyetlerinde bulunduğunun değerlendirildiği vurgulandı.

İddianamede yer alan ifadesinde hiçbir terör örgütüyle bir bağının olmadığını iddia eden Turan, Türkiye'de kendisini tanıyanların doğrama işi yaptığından dolayı "Kerpeten" ismini taktıklarını, "Ebu Nur" ismini hiç kullanmadığını öne sürdü.

- Sanık Turan: "Beni kan tutuyor"

İddianamede, dava konusu videonun izletildiği Turan'ın, infazı gerçekleştiren Yıldız'ı tanıdığını ancak kendisinin orada olmadığını söylediği belirtilerek, öldürülen kişiyi ise tanımadığını ifade etti.

Yıldız'ın bu videoyu haraç toplamak, alacaklarını tahsil etmek için milleti korkutmak amaçlı izlettiğini duyduğunu anlatan Turan, ifadesinde ayrıca Yıldız'ın DEAŞ'çılarla aynı düşüncede olduğunu ifade etti.

Kendisini kan tuttuğunu ve infaz emri vermediğini savunan Turan, şahsın infaz edilmesi için de kimseden talimat almadığını, kimseyi çatışma bölgelerine göndermediği söyledi.

- "Eylemi soğukkanlılıkla gerçekleştirdikleri görülmüştür"

Turan'ın da savunmasının ardından tutuklandığı bilgisine yer verilen iddianamede, sanıkların yabancı uyruklu olup adı Muhammed Eş Şami olduğu değerlendirilen şahsı DEAŞ terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda "Şebbiha" olduğu gerekçesi ile infaz ettiklerinin anlaşıldığı belirtildi.

İnfazı Yıldız'ın, Eş Şami'nin bıçakla boğazını keserek gerçekleştirdiği, infaz eylemi sırasında olay yerinde bulunan video içeriğinde sesi olup görüntüsü bulunmayan şüpheli "Ebu Nur" kod Ahmet Turan'ın bu infaz eylemini organize ederek ve infaz eylemi esnasında propaganda içeren söylemlerde bulunarak Yıldız'a infaz emrini verdiğinin anlaşıldığı vurgulandı.

İddianamede, sanıkların "DEAŞ terör örgütü adına gerçekleştirdikleri bu eylemi belirli bir soğukkanlılıkla ve planlayarak gerçekleştirdiklerinin görüldüğü anlaşılmıştır." denildi.

- İkişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi

İddianamede, sanık İrfan Yıldız'ın "anayasayı ihlal" ve "canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, sanık Ahmet Turan'ın da "anayasayı ihlal" ve "canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına ilerleyen günlerde başlanacak.