Sürdürülebilir kredilerde "faizin performansa bağlandığı bir yapı" önerisi
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin: "Kredi tutarının tamamının yeşil bir yatırıma gittiği yapıdan ziyade, faizin bir temel performans göstergesine bağlandığı sürdürülebilirlikle ilişkili kredilere yönelik yüksek bir potansiyel görüyorum. Türkiye gibi, sürdürülebilirliği iş modeline yeni yeni entegre etmeye çalışan bir piyasada bu kapsamdaki temel performans göstergelerine dayalı kredi yapılarının kurulması için büyük bir fırsat var" "Türkiye'de sürdürülebilir finans piyasası mevcut durumda 4,3 milyar doların üzerinde. Dünyadaki küresel borçlanma piyasası ise 2021'in ilk çeyreğinde 2 trilyon doların üzerine çıktı. Bu yılın sonunda piyasanın 3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu kapsamda Türkiye'nin mevcut durumunu başarılı ve gelişmeye çok açık olarak değerlendiriyorum" "Bu yıl sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye en az 2,5 milyar lira finansman sağlamayı hedefliyoruz. 2025 yılına kadar ise bu alanda en az 14 milyar TL finansman sağlayacağımızı taahhüt ediyoruz" "Genç yatırımcılar açısından sürdürülebilir borçlanma araçlarına olan iştahın ve merakın artacağını düşünüyorum. Bu konuda özellikle artık iş dünyasında söz sahibi olmaya başlayan Y ve Z kuşağını göz önünde bulundurmamız gerekiyor"
Edin, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yakın geleceğe kadar sadece kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin bir parçası olarak görülen çevresel, sosyal ve yönetişim sorunlarının artık bir şirketin karlılığı için önemli riskler ve fırsatlar arasında yer aldığını söyledi.
İklim krizinin artık iş dünyasını dramatik bir şekilde etkilemeye başladığını vurgulayan Edin, finans sektörünün bu dönüşüm sürecinde en büyük rollerden birini üstlendiğini ifade etti.
Edin, Türkiye'de sürdürülebilir finans piyasasının gelişmesine odaklanılmasının umut verici olduğunu ifade ederek, "Garanti BBVA olarak takip ettiğimiz verilere göre Türkiye'de sürdürülebilir finans piyasası mevcut durumda 4,3 milyar doların üzerinde. Dünyadaki küresel borçlanma piyasası ise 2021'in ilk çeyreğinde 2 trilyon doların üzerine çıktı. Hatta 2021 sonunda piyasanın 3 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu kapsamda Türkiye'nin mevcut durumunu başarılı ve gelişmeye çok açık olarak değerlendiriyorum." diye konuştu.
Finans sektörünün sürdürülebilir borçlanmadaki payının yüzde 70'lere yakın olduğu bilgisini veren Edin, şunları kaydetti:
"Bu oran, Türkiye finans sektörünün değişime ne kadar hızlı adapte olabildiğinin en somut göstergesi. Garanti BBVA olarak bizim sürdürülebilir finans piyasasına katkımız 810 milyon doları aşmış durumda. Fakat reel sektörün de bu yarışta geri kalmaması çok önemli. Türkiye gibi henüz iklim finansmanı tarafında yeni adımlar atmaya başlayan bir ülke için doğrudan kural ve yönetmeliklere geçmeden önce altyapısı geliştirilmiş, uluslararası güvenilirliği kanıtlanmış Finansal Sistemi Yeşillendirme Ağı (NGFS) gibi kurumların önerilerinin dikkate alınması hem finans sektörü hem de reel sektör için çok önemli. Böylelikle, uluslararası yeşil finansmandan ülkemizin alacağı payın artırılması da çok daha kolay ve gerçekleştirilebilir bir hedef olur. Bu sebeple ülkemizde Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından hazırlık çalışmaları süren yeşil tahvil ve sukuk rehberinin kapsayıcı, tüm tarafların lehine ve özellikle yerel sürdürülebilir finansman pazarının geliştirilmesine odaklanması çok önemli."
- "Yeşil tahvil piyasası ülkemiz için muazzam bir büyüme potansiyeli sunuyor"
Ebru Dildar Edin, son 6 yılda küresel sürdürülebilir borçlanma piyasasının, özellikle yeşil tahvil tarafında önemli ölçüde büyüdüğünü belirterek, bugün, yenilenebilir enerji tarafında ihraç edilen tüm tahvillerin yaklaşık yarısında yeşil tahvillerin bulunduğunu dile getirdi.
Bugüne kadar kaydedilen ilerleme etkileyici olsa da, yeşil tahvil piyasasının hem Türkiye hem de tüm dünya için muazzam bir büyüme potansiyeli sunduğunu anlatan Edin, "Genç yatırımcılar açısından sürdürülebilir borçlanma araçlarına olan iştahın ve merakın artacağını düşünüyorum. Bu konuda özellikle artık iş dünyasında söz sahibi olmaya başlayan Y ve Z kuşağını göz önünde bulundurmamız gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Edin, yapılan bir araştırmaya göre, yatırımcıların yüzde 85'inin sürdürülebilir yatırımlara ilgi duyduğunu, aynı oranın Y neslinde yüzde 95'e yükseldiğini aktararak, şunları ifade etti:
"Bir başka araştırmada ise Türkiye'deki insanların yüzde 50'sinden fazlası iklim değişikliği için çok endişeli olduğunu ancak gençlerden bir şeyler beklediklerini belirtiyor. Bu yüzden gelecekteki iş anlayışında, Türkiye'de de sürdürülebilir borçlanma araçlarının kayda değer bir yeri olduğuna inanıyorum. Biz piyasada sürdürülebilir borçlanmanın artık çok daha yaygın olmasını, sadece finans sektörünün önerisiyle değil, yatırım yapan şirketlerin ve reel sektördeki oyuncuların talepleriyle de sürdürülebilir kredi yapılarının kurulmasını istiyoruz. Kredi tutarının tamamının yeşil bir yatırıma gittiği yapıdan ziyade, faizin bir temel performans göstergesine bağlandığı sürdürülebilirlikle ilişkili kredilere yönelik yüksek bir potansiyel görüyorum. Rakamlara baktığınız zaman bu yapıların küresel piyasalarda da çok daha önde olduğunu görüyoruz. Türkiye gibi, sürdürülebilirliği iş modeline yeni yeni entegre etmeye çalışan bir piyasada da bu kapsamdaki temel performans göstergelerine dayalı kredi yapılarının kurulması için büyük bir fırsat var."
Kurumsal ve ticari segmentteki müşterilerin kredi talepleriyle gelirken şirketlerini nasıl dönüştürmeyi planladıklarını da anlatmalarını beklediklerini belirten Edin, "Düşük karbona geçiş ve sürdürülebilirlikle ilgili diğer stratejileri için onlara destek oluyor, bu finansman yapıları ile onları daha büyük taahhütler vermeye teşvik ediyoruz… Yeni bir kredi olmasına da gerek yok. Bizdeki eski kredilerini vade yeterince uzunsa bu yapıya çevirebiliriz." dedi.
Edin, sürdürülebilir borçlanma piyasası oyuncusu olarak makro boyutta büyük fırsatlarla bakmak ve daha esnek yapılarla daha büyük kitlelere hitap etmek gerektiğini vurgulayarak, böylelikle tüm paydaşlarla iş birliği içinde ülke sürdürülebilir borçlanma potansiyelini çok daha artıracak etkin yapılar kurmanın mümkün olduğunu söyledi.
- "Bu yıl sürdürülebilir kalkınmaya en az 2,5 milyar lira finansman sağlamayı hedefliyoruz"
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Edin, banka olarak geçen yıl etki odaklı yatırım anlayışıyla sürdürülebilir kalkınmaya 51 milyar liralık katkı sağladıklarını belirterek, gelecek dönemde de yenilikçi ürün ve hizmetlerle müşterilerin daha sürdürülebilir iş modelleri benimsemelerini desteklemeye devam edeceklerini kaydetti.
Bu yıl sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye en az 2,5 milyar lira finansman sağlamayı hedeflediklerini, 2025'e kadar ise bu alanda en az 14 milyar lira finansman vermeyi taahhüt ettiklerini aktaran Edin, hem yerel hem de BBVA Grubu olarak hedeflerini gelişen piyasayla uyumlu bir şekilde güncellemek üzere yoğun çalışmalar yürüttüklerini bildirdi.
Edin, Garanti BBVA olarak sürdürülebilir kalkınmaya 15 yılı aşkın süredir katkı sağladıklarına dikkati çekerek, bu kapsamda 2010'da Sürdürülebilirlik Komitesi'nin temellerini attıklarını, 2012'de tam zamanlı bir sürdürülebilirlik ekibi kurduklarını, 2014'te ise bu alandaki tüm çalışmaları bütüncül bir politika ve strateji altında birleştirdiklerini anlattı.
Sürdürülebilir ve yeşili destekleyen ürün ve hizmet skalalarını her yıl daha da geliştirdiklerini vurgulayan Edin, şöyle devam etti:
"Sürdürülebilirlik hedeflerimizi hem çevresel, hem sosyal hem de yönetişim unsurları barındırarak belirliyoruz. Geçtiğimiz 10 yıl boyunca yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve kadın girişimciler başta olmak üzere sürdürülebilir yatırımlara aktarmak üzere birçok borçlanma gerçekleştirdik. Hem tahvil hem de kredi tarafında, hem dünyada hem Türkiye'de birçok ilke imza attık. 2017'de Yeşil Konut Kredisi ürünümüzü sunarken, bu kapsamda ilk yeşil tahvilimizi de ihraç ettik. Yine 2018'de Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile kadın girişimcilerin finansmanında kullanılmak üzere 75 milyon dolarlık sosyal tahvil ihraç ettik. 2019'da ise Yeşil Tahvil Prensipleri'yle uyumlu ilk yeşil tahvil ihracımızı gerçekleştirdik. Son olarak da salgının ortasında, Mayıs 2020'de dünyada bir ilki gerçekleştirerek standart sendikasyon sürecimize sürdürülebilirlik kriterlerini entegre ettik. Kredi yapılarını kurgularken en önemli kriteri, 'Müşterilerimizi nasıl daha çok teşvik edebiliriz?' sorusu oluşturuyor. Bugüne kadar müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre 3 farklı kredi ürünü oluşturduk. Yeşil kredi, cinsiyet eşitliği kredisi ve sürdürülebilir krediler…. Bu yapıların hepsinde müşterilerimizle birlikte kurduğumuz yapılarda, müşterimizi, sürdürülebilir kalkınmaya somut ve devamlı destek vermeye en etkin şekilde teşvik etmek istiyoruz."
Edin, Türkiye'de çevresel, sosyal ve yönetişim kriterlerini göz önünde bulunduran sürdürülebilirlik temalı fonların geliştirilmesine önem verdiklerinden de bahsederek, bu yıl içerisinde Sürdürülebilirlik Hisse Senedi Fonu, Temiz Enerji Karma Fon ve ESG Sürdürülebilirlik Fon Sepeti ile 3 farklı hisse senedi fonu sunduklarını anımsattı.
- "Toplumun yeşil dönüşümünde büyük bir ivmelenme yakalandı"
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, salgın ile 15 yıldır süregelen sürdürülebilir iş yapış anlayışında ve toplumun yeşil dönüşümünde büyük bir ivmelenme yakalandığını ifade etti.
Garanti BBVA'nın, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tavsiyeleriyle uyumlu ve küresel sıcaklık artışını maksimum 1,5 santigrat dereceyle sınırlama, 2050'de karbon nötr ekonomi hedeflerine hizmet etme ve iklim krizinin yıkıcı etkilerini azaltmaya katkıda bulunma amacıyla karar aldığına değinen Edin, şunları söyledi:
"Bu doğrultuda kömürle bağlantılı aktiviteleri finanse etmeyeceğimizi taahhüt ediyoruz. Mevcut portföyümüzdeki kömür faaliyetlerine ilişkin riskimizi de en geç 2040 yılına kadar sıfırlayarak bu sektörden tamamen çıkacağız. Kömür santralleri ve madenleriyle ilgili yeni yatırımları finanse etmeyeceğiz. Bununla birlikte kömür sektöründe faaliyet gösteren müşterilerimizin yeşil yatırımlarına destek vererek, ülkemizde düşük karbona geçiş sürecinin hızlanması ve bu dönüşümün adil bir şekilde gerçekleşmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Müşterilerimize bu yolculukta aktif şekilde yardımcı olarak, sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçişlerinde hem finansal hem de bilgi ve tecrübe paylaşımı konusunda çok çeşitli destekler vereceğiz. Zaten 2014'ten itibaren proje finansmanı faaliyetlerimiz kapsamında yeni elektrik üretimi yatırımlarına sağlanan toplam finansman tutarının tamamını yenilenebilir yatırımlara yönlendirmiştik. Bu kararla birlikte bunu bir adım daha öteye taşımış olduk."
Edin, bu yılın başında bireysel müşteriler için Bireysel Çatı GES ve Bina Yalıtımı ürünlerini hayata geçirdiklerini aktararak, bu sayede binalarında güneş enerjisinden faydalanmak veya yalıtım yapmak isteyen müşterilerin yalnızca 5 dakikada alışveriş kredisi kullanabileceğini ve bu ürünlere sunulan özel faiz oranlarından faydalanabileceğini anımsattı.
Çatı GES için bireysel tarafta geliştirdikleri kolay ve pratik kredi uygulamasının bir benzerini tüzel müşteriler için de hayata geçirmek istediklerini dile getiren Edin, "Henüz yılın başında sunduğumuz ürünler dışında trendleri takip ederek yeni ürünler kurgulamaya devam ediyoruz. Döngüsel ekonomi muazzam fırsatlar barındırıyor. Ülkemiz de bu yaklaşımın gelişmesi için çok uygun bir ortam. Bu konuya odaklanmak istiyoruz. Yine enerji verimliliği alanında bazı geliştirmeler yaparak müşterilerimizin daha bilinçli kararlar vermelerine destek olmayı hedefliyoruz. Tüzel müşterilerimizin çevre dostu ve sürdürülebilir iş yapış şekillerine adapte olabilmesi için mekanizmalar kurguluyoruz." şeklinde konuşmasını tamamladı.