Şehidin adı, eşinin de öğretmenlik yaptığı okuldaki kütüphanede yaşatılıyor
Diyarbakır'da 2016'da şehit olan Özel Harekat Komiser Yardımcısı Tamer Aktaş'ın adı, Trabzon'da öğretmen eşinin de görev yaptığı okulun kütüphanesine verildi Fatma Aktaş: "Canımdan can gibi bir yer burası, benim için çok kıymetli. 'Bir eşime uğrayıp döneyim.' diyorum"
Akçaabat ilçesine bağlı Yıldızlı Mahallesi'ndeki Yıldızlı TOKİ Ortaokulu'nda görev yapan sosyal bilgiler öğretmeni Fatma Aktaş, bir süre önce Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu'na eşinin adını yaşatmak için bir şeyler yapmak istediğini iletti. Bunun üzerine Ustaoğlu, okuldaki kütüphanenin iyileştirilerek şehidin adının verilebileceğini söyledi.
Vali Ustaoğlu'nun talimatıyla Trabzon Milli Eğitim Müdürlüğü, Akçaabat İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Yıldızlı TOKİ Ortaokulu idaresi iş birliğinde yürütülen çalışmalarla okulun kütüphanesi yenilendi. Aktaş'ın istekleri de dikkate alınarak yürütülen çalışmalar kapsamında, kütüphane zemininden raflarına kadar elden geçirildi.
Şehit Tamer Aktaş'ın adı verilen kapısı Türk bayrağı ile kaplanan kütüphanede, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik 6 bin 500 kitap yer alıyor.
Kütüphanenin duvarlarında Tamer Aktaş'ın bazı fotoğraflarının yanı sıra şehit olmadan kısa süre önce silah arkadaşına söylediği, "Ne olacak Reis. Bize bir şey olursa çok istediğimiz şehadete varırız. Unutma, devlet hep 18 yaşında. Ne düşmanı biter ne kahramanı. Bilirim ki bana bir şey olursa gözüm arkada kalmaz. Devletim kızımı okutur, onları öksüz koymaz. Neden korkalım ki?" sözleri de bulunuyor.
- "Buranın kapısının önünden geçmek bile çok güzel hislere sebep oluyor"
Öğretmen Fatma Aktaş, AA muhabirine, eşinin adını yaşatma düşüncesinin her an aklında olduğunu söyledi.
Vali Ustaoğlu'nun önerisi ve destekleriyle bu isteğini yerine getirebildiğini belirten Aktaş, hazırlık aşamasında müthiş heyecan yaşadığını anlattı.
Aktaş, yaklaşık 6 yıldır Yıldızlı TOKİ Ortaokulu'nda görev yaptığını ifade ederek, duygularını şöyle dile getirdi:
"Eşimin şehadetinden sonra ilk görev yerim burası, uzun yıllar devam edecek nasip olursa. Burası iş yeri gibi değil, biz öğretmenler 'İşe gidiyorum.' demeyiz, 'Okula gidiyorum.' şeklinde ifade ederiz. Dolayısıyla da okulum bana ait yuva gibi zaten, uzun saatler çocuklarla vakit geçirilen bir yer. Ben onlara vatan, bayrak, İstiklal Marşı gibi kavramları anlatmaya gayret ederken, böyle bir şeyin olması kendi çalıştığım okulda muhteşem bir duygu. Çok güzel bir duygu, bunu bizlere yaşatan herkesten Allah razı olsun, müteşekkirim."
Kütüphanenin, öğrencilerine anlatmaya çalıştığı kavramların, hislerin vücut bulmuş hali olduğunu aktaran Aktaş, "Kütüphaneler birer bilgi hazinesi yeter ki değerlendirmeyi bilelim. Büyük bir hazine var burada, hepsini değerlendireceğiz, güzel şeyler olacak." diye konuştu.
Aktaş, yaşadığı duyguları tarif etmekte zorlandığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Burası çok sıcak, yuva gibi, en ufak fırsatta 'Eşime uğrayıp geleyim.' dercesine çok özel anların bana yaşatıldığı bir parça. Canımdan can gibi bir yer burası, benim için çok kıymetli. 'Bir eşime uğrayıp döneyim.' diyorum. Buranın kapısının önünden geçmek bile çok güzel hislere sebep oluyor. Evet okulum çok kıymetliydi ama şimdi tabii ki nazarımda çok daha kıymetli, burada bir parçam var."
Eşinin son görevi öncesinde arkadaşına söylediklerini de kütüphanenin duvarına yazdırdıklarını belirten Aktaş, "Hakikaten de dediği gibi, devleti hep 18 yaşında. Ben çalışmaya devam ediyorum, kızını devleti dediği gibi hiç bırakmıyor, zaten hiç bırakmadılar. Var olsun, vatan sağ olsun. O nedenle eşimle gurur duyuyorum ve onun eşi olmaktan da ayrıca gurur duyuyorum." ifadelerini kullandı.
Kütüphanede 6 bin 500 civarında kitap bulunduğunu aktaran Aktaş, hedeflerinin bu sayıyı 8 bine ulaştırmak olduğunu sözlerine ekledi.
Şehidin 10 yaşındaki kızı Betül Aktaş ise kütüphaneye gelince duyduğu mutluluğu dile getirdi.