Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, INNOFOOD Projesi açılışında konuştu:
"Türkiye'yi bütün üretim alanlarıyla birlikte gıdada da dünyaya hizmet veren bir üretim üssü haline getireceğiz" "Gıda üretiminde sürdürülebilirliğin ve verimliliğin artırılması artık bir zorunluluk. Bu da ancak sektördeki teknolojik altyapının geliştirilebilmesiyle mümkün
Bakan Varank, TÜBİTAK öncülüğünde Türkiye'nin en büyük gıda Ar-Ge ve inovasyon projesi INNOFOOD kapsamında kurulan Gıda İnovasyon Merkezi ve Türkiye Gıda İnovasyon Platformu'nun (TÜGİP) açılışına katıldı.
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteği ile Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında yürütülen INNOFOOD Projesi'ni ülkeye kazandırmaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirten Varank, Ar-Ge ve inovasyonun olduğu her yerde Bakanlık olarak var olduklarını söyledi.
Uzay çalışmalarından teknoloji tabanlı girişimciliğe, dijital ve yeşil dönüşümden bilimsel faaliyetlerin desteklenmesine kadar her alanda yoğun çaba içerisinde olduklarını anlatan Varank, bazen bizzat kendilerinin projeler tasarladıklarını, bazen de proje geliştirenlere destek sağladıklarına değindi.
Gerekli altyapıların kurulması, yetkin insan kaynağının geliştirilmesi için kapsamlı politikalar hayata geçirdiklerini dile getiren Bakan Varank, çoğu zaman da açılışı gerçekleştirilen bu projede olduğu gibi hepsini birlikte yaptıklarını vurguladı.
Varank, yapılan işlerin halk ya da özel sektör nezdinde olumlu yansımalarını görmekten ziyadesiyle memnun olduklarını ifade etti.
Geçtiğimiz günlerde Van'da 10 bin kişiden fazla katılımın sağlandığı, ilk kez gökyüzü gözlem etkinliği düzenlediklerini anımsatan Varank, bu durumun kendilerine, çalışmaları daha ileriye taşıma noktasında büyük bir cesaret verdiğini kaydetti.
- "Asıl amacımız Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı pekiştirebilmek"
Bakan Varank, milli teknoloji hamlesi vizyonuyla yürütülen tüm bu çalışmaların temel gayesine işaret ederek, "Asıl amacımız Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı pekiştirebilmektir. Bunun için de ülkemizi kritik teknolojilerin yalnızca pazarı değil aynı zamanda global bir üreticisi yapmak için şu anda odaklanmış durumdayız. İşte bugün, bu çalışmaların en güzel örneklerinden biri olan INNOFOOD projesiyle siz değerli hazirunun huzurlarınızdayız. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) eliyle yürüttüğümüz bu projeyle gıda ve içecek sektörümüzün rekabetçiliğini çok daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz." şeklinde konuştu.
Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında AB ile ortaklaşa finanse edilen projenin bütçesinin 27 milyon avro olduğu bilgisine veren Varank, projenin, program bünyesinde şimdiye kadar desteklenen en büyük projelerden olduğunu kaydetti.
Bütçenin büyük olduğunu ancak Türk gıda imalatı sektörünün potansiyeli yanında yeterli olmadığını vurgulayan Varank, gıda sektörünün, iş insanlarının gayretiyle üretim istihdam ve ihracat performansıyla adeta sanayinin temel direklerinden olduğuna değindi.
Yaklaşık 20 senedir net ihracatçı konumunda olan sektörün geçen yılki ihracatının 16 milyar dolara dayandığını ifade eden Bakan Varank, 53 bini aşan firma, 550 binin üzerindeki istihdamıyla gıda üretiminin Türkiye'deki en yaygın ekonomik aktivitelerden olduğunu söyledi.
Yüzde 99'u KOBİ statüsünde olan bu işletmelere her yıl 2 bin yeni firmanın katıldığını belirten Varank, "Türkiye açısından tarım ve gıda sektörlerinden elde edilecek gelir artışı toplum refahı ve yaşam kalitesi üzerinde doğrudan etkili." dedi.
- "Paydaşlarımızla birlikte kolları sıvadık"
Bakan Varank, bölgesel bazda incelendiğinde gıda sanayi kümelenmelerinin Marmara, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde olduğunu, bu durumun sektör için ciddi bir darboğaz anlamına geldiğini anlattı.
Gıda sanayinin gücünün esasen tarımdan geldiği göz önünde bulundurulduğunda, diğer bölgelerin katkısının da azami düzeye çıkarılmasının sektörün geleceği ve sürdürülebilirlik açısından önemli olduğunu aktaran Varank, şöyle devam etti:
"Bu nedenle biz INNOFOOD projesinde, ülkemizin kalkınmada öncelikli bölgeleri olarak tanımlanan ve Ankara'nın doğusunda yer alan 12 'Düzey-2' Bölgesine odaklandık. Biliyoruz ki, bu bölgeler tarım ürünleri ve yerel gıdalar açısından çok zengin ama buralarda ulusal tanınırlıkta markalara sahip firmaların sayısı yeterli değil. Teknoloji yatırımları ve Ar-Ge faaliyetleri konusunda eksikliklerimiz var. Katma değerli ürün geliştirme konusunda bilgi birikimi, insan kaynağı ve strateji o bölgelerde yeterli değil. Bölgesel akredite laboratuvarlar ve insanların örnek alabileceği başarı hikayeleri yeterli değil. İşte INNOFOOD projesiyle bu sorunlara çözüm bulabilmek için paydaşlarımızla birlikte kolları sıvadık. Proje kapsamında geliştirdiğimiz Gıda İnovasyon Merkezi ve Türkiye Gıda İnovasyon Platformuyla sonuç odaklı Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını bu bölgelerde hızlandırıyoruz."
Bakan Varank, açılışı yapılan merkezin 5 bin 800 metrekare kapalı alanda kurulduğunu, 200 adet makine ve ekipmandan oluşan 9 farklı pilot işleme tesisine sahip olduğunu anlattı.
Gıda İnovasyon Merkezinden, sadece 12 Düzey-2 bölgesindekilerin değil tüm Türkiye'de faaliyet gösteren, start-up'lar, firmalar ve KOBİ'lerin de faydalanabileceğini belirten Varank, "Baktığınızda, ülkemizde ilk defa gıda sanayine yönelik bu kapsamda ve geniş imkanlara sahip bir altyapı kazandırmayı başarmış oluyoruz. Bu tesis ve platformla gıda ve içecek sektöründe Ar-Ge ve birlikte geliştirme kültürünün artmasını, katma değerli ürünlerin geliştirilmesini arzu ve temenni ediyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Tesisle Türkiye'de çok daha katma değerli işlerin önünü açmış olacağız"
Merkez ve platform sayesinde her şeyden önce gıda sanayi ve TÜBİTAK MAM arasında organik bir bağın tesis edildiğini aktaran Varank, şöyle devam etti:
"Böylece sektördeki inovasyon kültürünü yaygınlaştıracağız. Ayrıca, gıda değer zincirinin tüm kritik paydaşları bir araya gelecek ve dünyadaki benzer platformlarla ve uygulamalarla entegre şekilde çalışabilecekler. Gıda sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda mühendis ve teknisyenler için teknik eğitim programları düzenlenecek. Sektöre insan kaynağı yetiştirmeye yönelik önemli bir ihtiyacı buradan karşılamış olacağız. Gıda sektörünün üretimi çeşitlendirilecek ve sektörün katma değerli ürünlerle yeni pazarlara erişimi mümkün olacak. Gıda sanayicilerimiz makine ve insan kaynağı yatırımı yapmadan, işleme hatlarını durdurmadan, büyük ölçekli girdilerle çalışmak zorunda kalmadan, yeni ürün geliştirme ve ürün iyileştirme faaliyetlerini uygun maliyetlerle ve kaliteli bir şekilde ölçeklendirme şansını hem bu tesis sayesinde hem de platformun onlara sunacağı imkanlarla temin edebilecek. Teknolojiye sahip olanlarla teknoloji ihtiyacı olan kurum ve kuruluşlar birlikte çalışacak, birlikte üretecek ve birlikte büyüyecekler. Bu sayede de burada kurduğumuz tesisle Türkiye'de çok daha katma değerli işlerin önünü açmış olacağız.
- "Daha gidecek çok yolumuz var"
Bakan Varank, Kovid-19 salgınıyla dünya genelinde gıda ürünlerine olan talebin gittikçe arttığına değindi.
Sınırlı toprak ve su kaynaklarının üzerine bir de iklim değişikliği sorunu eklenince önümüzdeki dönemde sürekli artan gıda talebinin karşılanmasının çok daha zorlaşacağını belirten Varank, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla gıda üretiminde sürdürülebilirliğin ve verimliliğin artırılması artık bir zorunluluk. Bu da ancak sektördeki teknolojik altyapının geliştirilebilmesiyle mümkün. Bundan sonra oluşabilecek benzer durumlarda ülke olarak çok daha rahat olabilmek için sürdürülebilir gıda sistemimizi daha da iyileştirmemiz bu alana çok daha farklı yatırımlar yapmamız gerekiyor. İşte bu merkez sektörün adaptasyonu konusunda çok önemli görevler ifa edecek ancak daha gidecek çok yolumuz var. Yeni dünya düzeninin sunduğu fırsatları da doğru şekilde kullanarak bu potansiyelimizi daha da geliştirecek ve ülkemizi bütün üretim alanlarıyla birlikte gıda üretiminde de inşallah dünyanın bir üretim üssü haline getireceğiz."
Tüm illerin ülke ekonomisine azami katkı sunmasının büyük önem arz ettiğini dile getiren Varank, "Ekonomimiz ancak siz sanayicilerimizin yatırım ve üretim iştahıyla katlanarak yoluna devam edecektir. Bizler hükümet olarak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak her daim yatırımcının üreticinin müteşebbislerin yanınızdayız. Oluşturduğumuz altyapılarla sunduğumuz cazip teşviklerle geliştirdiğimiz nitelikli insan kaynağıyla her imkanı sizlere sunuyoruz, sunmaya da devam ediyoruz. Buna paralel olarak da sizlerden korkmadan, çekinmeden yatırımlarımıza devam etmenizi bekliyoruz. Siz bu iştahı gösterdikçe inşallah Türkiye'nin hedeflerine çok daha hızlı ulaşacağına biz inanıyoruz. İnanmaktan ziyade bunun bir gerçeklik olduğunu zaten bütün projeksiyonlarımızda görüyoruz." şeklinde konuştu.
TÜBİTAK MAM ve bu projede çalışanlara çağrıda bulunan Varank, "Buranın, vatandaşın ve işletmelerin bir tesisi olduğu bilinciyle hareket etmeleri lazım. Buraları adeta uygun üretim ve Ar-Ge tesisleri olarak tüm firmalarımıza pazarlamamız lazım. Onu başarabilirsek inşallah en güzel neticeler bizi bekliyor olacak." dedi.
- "Merkez Türkiye'ye birçok yenilik getirecek"
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da Kovid-19 salgınıyla birlikte tüm dünyada biyo, siber ve gıda güvenliğinin öneminin arttığına işaret etti.
Açılışı yapılan merkezde yeni bir çalışma modelinin hayata geçirildiğini belirten Mandal, merkezin Türkiye'ye birçok yenilik getireceğine inandıklarını kaydetti.
Konuşmaların ardından protokolün katılımıyla açılış kurdelesi kesildi.
Merkez binasında incelemelerde bulunan Bakan Varank'a, bazı lezzetler sunuldu.
Açılışa, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da katıldı.