Otizmli kanun sanatçısı, Dünya Otizm Farkındalık Günü'nde ilk albümünü çıkarıyor
"Mutlak kulak" yeteneğine sahip Burak Berk Boyar, ut sanatçısı Mehmet Alişan Budak ile çıkaracağı albümle hayalini gerçekleştirecek Anne Hülya Boyar: "Yeteneğinin dört duvar arasında kalmasını, karanlığa gömülmesini istemiyoruz. Müziğiyle var olabilmesi için toplumun içinde olması lazım. En büyük hayallerinden biri de Kültür ve Turizm Bakanlığında saz sanatçısı olabilmek"
Ankara'da oturan otizmli 27 yaşındaki Burak Berk Boyar, Hülya ve Hasan Boyar çiftinin tek çocukları... Boyar ailesinin otizmle mücadele yolculuğu, yakın bir arkadaşlarının 18 aylıkken Burak'ın hareketlerinin diğer çocuklardan farklı olduğunu söylemesiyle başladı.
Anne ve baba vakit kaybetmeden çocuklarını doktora götürdü ve Burak'a otizm teşhisi kondu. 18 aylıkken okumaya, 2 yaşında yazmaya başlayan Boyar, 3 yaşındayken de annesinin aldığı oyuncak orgu çalmaya başladı.
Boyar'ın "absolut kulak" diye bilinen özel bir yetiye sahip olduğu belirlendi.
Piyanonun ardından kendi isteğiyle kanuna yönelen Boyar, iyi derecede kanun çalmaya başladı. 2010 yılında Ankara Güzel Sanatlar Lisesini kazanan, bu dönemde Türkiye'nin önde gelen kanun sanatçısı Tahir Aydoğdu ile çalışma imkanı bulan Boyar, 2014'te kazandığı Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarından 3'üncülükle mezun oldu.
Boyar, şimdilerde kendisiyle aynı üniversitede okuyan arkadaşı, ut sanatçısı Mehmet Alişan Budak ile 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü'nde "Kardeş Mızraplar" adlı albümlerini çıkaracak olmanın sevincini yaşıyor.
- "Kanun çalmak beni rahatlatıyor"
AA muhabirinin görüştüğü Burak Berk Boyar, müzikle ilgilenmenin kendisine çok iyi geldiğini söyledi.
"Kanun çalarken kendimi güzel hissediyorum." diyen Boyar, "Kanun çalmak beni rahatlatıyor, mutlu ediyor. Kardeş Mızraplar, 2 Nisan'da tüm müzik marketlerde ve dijital platformlarda yerini alacak. Mutluyum, hayalim gerçekleşti." diye konuştu.
Albümde 10 parça bulunduğunu anlatan Boyar, içlerinden en çok "Şehnaz Longa" adlı eseri beğendiğini dile getirdi.
Boyar, ayrıca sanatçı Fatih Erkoç ve Günce Koral ile "Biliyordum" şarkısına düet yapmak istediğini ifade etti.
- "Gayretini görünce insanın kayıtsız kalması imkansız"
Anne Hülya Boyar da müzikte çok yetenekli olduğunu söyledikleri andan itibaren Burak'ı bu yönde geliştirmek için ne gerekiyorsa yaptıklarını anlattı.
Burak'ın çalışkan ve disiplinli bir çocuk olduğunu ifade eden Boyar, şunları kaydetti:
"Burak, günde 3 saat çalışıp, parmakları su toplayıp, yara bandıyla bantlayıp tekrar devam eden bir çocuk. O yüzden onun bu gayretini görünce insanın kayıtsız kalması imkansız. Biz de elimizden geldiğince onu bu yönde geliştirmeye çalıştık. Yetenekli, yeteneğinin dört duvar arasında kalmasını, karanlığa gömülmesini istemiyoruz. Müziğiyle var olabilmesi için toplumun içinde olması lazım. Onun en büyük hayallerinden biri de Kültür ve Turizm Bakanlığında saz sanatçısı olabilmek. Gerekli girişimlerde bulunduk, 'Engelli kadromuz yok.' denildi. Umarım bir gün o kadro açılır, o da istediği yerde olur, kendini toplum içinde ifade etme şansı bulur."
- "En önemli şansımız özel eğitimden feragat etmemekti"
Baba Hasan Boyar da Burak'a otizm teşhisi konulmasının ardından özel eğitime başladıklarını belirtti.
"Belki de en önemli şansımız özel eğitimden feragat etmemekti." diyen Boyar, müzik yeteneğinin keşfedilmesinin ardından Burak'ın piyano eğitimlerine başladığını dile getirdi.
Oğlunun 8 yaşındayken Türk müziği sazlarına yöneldiğini anlatan Boyar, "Kanun çalacağını söyledi. Kucağına bir kanun koyduk ve çaldı." dedi.
Eşi Hülya Boyar'ın hem kendi oğulları hem de diğer engelli çocukların üniversite okuması için baraj puanının düşürülmesi konusunda ilgili yerlere yazılar yazdığını aktaran Boyar, YÖK'ün otizmli ve görme engelli çocukların baraj puanlarını 100'e düşürdüğünü, böylece çabalarının sonuç bulduğunu söyledi.
Hasan Boyar, ailelere hiçbir zaman özel eğitimden vazgeçmemeleri tavsiyesinde bulunarak, "Otizmli çocuğun özel bir yeteneğinin ortaya çıkarılmasının sağlanması, o yönde çalışılması hem aileler için tutunacak bir dal oluyor hem de çocuğun yolunu açıyor. Ailelerin ve toplumun bu konuya eğilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.