"Küresel ve Bölgesel Gelişmeler ve İş Dünyasına Yansımaları" paneli yapıldı

YASED Yönetim Kurulu Üyesi Osman Okyay: "İklim değişikliği ve dijital dönüşüm gibi ortak pozitif gündem maddeleri çerçevesinde güçlendirilecek ilişkiler, AB ile Türkiye arasında daha güçlü ve stratejik bir iş birliği kurulması konusunda da olumlu katkı sağlayacaktır"

27 Mart 2022 - 12:25
Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) Yönetim Kurulu Üyesi Osman Okyay, iklim değişikliği ve dijital dönüşüm gibi ortak pozitif gündem maddeleri çerçevesinde güçlendirilecek ilişkilerin, AB ile Türkiye arasında daha güçlü ve stratejik bir iş birliği kurulması konusunda da olumlu katkı sağlayacağını belirtti.

YASED'den yapılan açıklamaya göre, YASED 41. Olağan Genel Kurulu toplantısı kapsamında YASED Yönetim Kurulu Üyesi ve Kale Grubu Başkan Yardımcısı Osman Okyay moderatörlüğünde, İstanbul Ekonomi Danışmanlık Yönetici Ortağı Sinan Ülgen ve Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit'in katılımıyla "Küresel ve Bölgesel Gelişmeler ve İş Dünyasına Yansımaları" başlıklı bir panel gerçekleştirildi.

Açıklamada, panelin açılışındaki konuşmasına yer verilen YASED Yönetim Kurulu Üyesi Okyay, küresel rekabet ortamında mevcut likidite kaynaklarından maksimum şekilde faydalanabilmek için doğru stratejilerin ve projelendirmelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Okyay, "Ülkelerin rekabet güçlerini artırmaları yönünde kararlılıkla uygulamaya geçirdikleri ve ekonomilerinin seyrini olumlu yönde değiştiren dijitalleşme, sürdürülebilirlik, iklim değişikliği ve veri politikaları gibi politikaların küresel ekonomi üzerinde olumlu etkisi olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin de bugünden bu konularda ihtiyaç duyulan mevzuat ve altyapı iyileştirmelerini yapması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye UDY Strateji Belgesi gibi bu yönde alınan aksiyon planlarının memnuniyet verici olduğunu aktaran Okyay, "Bunların bir an önce hayata geçirilmesi önem taşıyor. Bu süreçte özellikle Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecinin kararlılıkla sürdürülmesinin ve Gümrük Birliği'nin geliştirilmesinin katalizör görevi sağlayacağını düşünüyoruz. İklim değişikliği ve dijital dönüşüm gibi ortak pozitif gündem maddeleri çerçevesinde güçlendirilecek ilişkiler, AB ile Türkiye arasında daha güçlü ve stratejik bir iş birliği kurulması konusunda da olumlu katkı sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'nin tedarik zincirlerindeki yeri sağlamlaşabilir"

İstanbul Ekonomi Danışmanlık Yönetici Ortağı Sinan Ülgen de Rusya- Ukrayna savaşının siyasi tarih için bir dönüm noktası olmaya aday olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Rusya'nın dünya ekonomisinden izole edilmesinin yarattığı şok enerji fiyatlarında, gıda fiyatlarında, ödeme sistemlerinde kendini gösteriyor. Her ülke bu şoktan nasıl etkileneceğini bulmak için çalışıyor. Bu birçok kanaldan Türkiye'yi etkiliyor. Daha enflasyonist bir ortam yaratabilir. Yaptırım paketinin ikincil etkileri Rusya'yı hedeflemekle beraber Rusya ile iş yapan şirketleri ve bireyleri de yaptırım altına alacak uygulamalar ile karşılaşabiliriz. Türkiye için bu dönem birtakım risklerle birlikte birtakım fırsatları da barındırıyor. Türkiye'nin jeo-stratejik önemini ortaya koyan bir döneme girdik. Tedarik zincirinde Türkiye'nin Kovid-19 ile birlikte oluşan yerini sağlamlaştıracak fırsatlar da ortaya çıkabilir. Zorlanacağımız alan yaptırımların gidişatı ile ilgili olabilir."

- "Beşeri sermayeyi güçlendirmek için eğitim politikaları gözden geçirilmeli"

Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit ise 2000 yılından bu yana tüm dünyada ciddi bir değişim gözlemlendiğini aktararak, "Son senelerde ise dijital teknolojiler gelişmekte olan ülkelerin de bu değişime dahil olmasını sağladı. Bu Türkiye için de iyi bir fırsat dönemi. Öncelikle büyüme modelimize karar vermeli, rekabet ortamını güçlendirecek çalışmalar yapmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'deki AR-GE desteklerine bakıldığında, kamunun özel sektöre ve yüksek öğrenime verdiği desteğin OECD ortalamasının çok üzerinde olduğunu gördüklerini aktaran Akçiğit, şunları kaydetti:

"AR-GE yatırımları ve akademisyen verimliliği ise OECD ortalamasının çok altında. Burada kaynakların verimli kullanılması, bunun için de etki analizi yapılması önemli. Beşeri sermayeyi güçlendirmek için eğitim ve göçmen politikaları gözden geçirilmeli. Kendi beşeri sermayemizi güçlendirirken uluslararası yetenekleri ülkemize çekmek için çalışmalar yapmalıyız. Diğer yandan yurt dışında yaşayan Türkler ile de beşeri sermayemizi destekleyebiliriz."