Klasik Türk müziğinin güçlü bestekarı Hacı Arif Bey

FATİH TÜRKYILMAZ "Kürdilihicazkar" makamı ve "Müsemmen" usulünün sahibi 19. yüzyılın en önemli Klasik Türk müziği...

28 Haziran 2022 - 15:10
FATİH TÜRKYILMAZ - "Kürdilihicazkar" makamı ve "Müsemmen" usulünün sahibi 19. yüzyılın en önemli Klasik Türk müziği bestekarların Hacı Arif Bey'in vefatının üzerinden 137 yıl geçti.

Asıl adı Mehmed Arif olan usta bestekar, Eyüp Mahkemesi başkatiplerinden Ebubekir Efendi'nin oğlu olarak 1831'de Eyüp'te dünyaya geldi.

Küçük yaşlarındayken sesinin güzelliğiyle dikkati çeken ve gittiği mektebin ilahicibaşısı olan Hacı Arif Bey, ilk musiki derslerini komşusu bestekâr Şahinbeyzade Mehmed Bey'den aldı.

Musikide ilerleme kaydedince hocası Mehmed Bey onu Hamamizade İsmail Dede ile tanıştırdı, usta bestekar bir müddet de İsmail Dede'den ders gördü.

- Uzun yıllar Harem-i Hümayun’da musiki dersleri verdi

Muzıka-yi Hümayun'un Türk musikisi kısmına kaydolan Arif Bey, 1844'te Bâb-ı Seraskeri Kalemi'nde katip yardımcısı olarak göreve başladı.

Hacı Arif Bey, Sultan Abdülmecid'den yakınlık gördü ve 20'li yaşlarında mabeyinci oldu. Bir müddet sonra ise Harem-i Hümayun'daki cariyelere meşk hocası tayin edildi.

Sarayda çeşitli görevlerde çalışan usta bestekar, bazı bestelerini Harem-i Hümayun’daki serhanendelik ve meşk hocalığı vazifelerinde ortaya koydu.

Hamamizade İsmail Dede'den sonra özellikle şarkı formunda Türk musikisinin en önde gelen sanatkarı kabul edilen Arif Bey, bir gecede sekiz şarkı besteledi. Hatta Sultan Abdülaziz’in verdiği bir güfteye yedi ayrı makamda beste yaptı.

- Müstesna bir icra üslubuna sahipti

Kuvvetli bir hafızaya sahip olduğundan ezberinde binlerce eser bulunan bestekar, aynı zamanda Türk musiki tarihinin sayılı hanendeleri arasında yer aldı. Okuyuşundaki güzel tavrı hocası Haşim Bey'den alan Arif Bey, müstesna bir icra üslubuna sahipti.

Hacı Arif Bey, 1876'ya kadar beş yıl süreyle Şura-yı Devlet'te katiplik ve Beykoz'da maliye müdürlüğü görevlerinde bulundu.

II. Abdülhamid tahta çıktığı zaman Zincirlikuyu’daki çiftliğinde münzevi bir hayat yaşayan usta bestekar, padişah tarafından kolağası rütbesiyle yeniden Muzıka-yi Hümayun’a alındı.

Hacı Arif Bey hiçbir sazı çalmasını, hatta nota yazısını dahi öğrenmediği halde bestekarlık dehasıyla zamanının musikişinasları arasında özel bir yere sahip oldu.

Geleneksel meşk yöntemiyle yetişen, şiirle de uğraşan ve bir kısım bestelerinin güftesini bizzat yazmış olan usta bestekar, 1000'i aşkın şarkı besteledi. Bugüne ulaşan eserleri 44 makamdan oluşan Hacı Arif Bey, en fazla nihavend, kürdili-hicazkar, hicaz, suzinak, karcığar, uşşak, hicazkar, muhayyer, hüzzam, rast, saba, ısfahan ve hüseyni makamlarını tercih etti.

Vefatından bir yıl kadar önce kalp hastalığına yakalanan Hacı Arif Bey, 28 Haziran 1885'te Muzıka-yi Hümâyun’daki odasında vefat etti ve Beşiktaş'ta Yahya Efendi Dergahı'nın haziresine defnedildi.