Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (3)

"Merkez Bankası Başkanı ve BDDK Başkanına hangi teminatlar veriliyorsa Emniyet Genel Müdürüne de o teminatları verecek, sıcak siyasetin dışında tutacağız" "Halkın iktidarında hiçbir çiftçinin traktörü ve hayvanı haczedilmeyecek"

05 Ekim 2021 - 17:30
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Emniyet Genel Müdürünün geleceğinin, birilerinin iki dudağının arasında olmaması gerektiğini belirterek, "Merkez Bankası Başkanına ve BDDK Başkanına hangi teminatlar veriliyorsa Emniyet Genel Müdürüne de o teminatları verecek, sıcak siyasetin dışında tutacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 1934'de çıkan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 4. maddesinin, polisin, hiçbir surette vazifesinden başka işte kullanılamayacağını içerdiğini söyledi.

Polisin, yasaların verdiği görevi yapması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Talimatla, polisler hiç ilgisi olmayan yerlerde görev yapıyor. 12 saat, 24 saat görev yapıyor, yolun kenarına dikiyorsunuz. Bu insan yemek yiyecek, tuvalete gidecek. Böyle imkanları var mı? Bu insan değil mi kardeşim? Polis kardeşlerime de sesleniyorum, sizin hakkınızı, hukukunuzu dostlarımızla beraber sağlayacağız." diye konuştu.

Emniyet Genel Müdürünün geleceğinin, birilerinin iki dudağının arasında olmaması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Merkez Bankası Başkanına ve BDDK Başkanına hangi teminatlar veriliyorsa Emniyet Genel Müdürüne de o teminatları verilecek, sıcak siyasetin dışında tutacağız." ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"12 saat 24 saat mesaide çalıştırıyorlar, peki çalıştırdığının karşılığını, parasını ödüyor musun? Hayır ödemiyorsun. Anayasa, 'angarya yasaktır', 'bedava insan çalıştırmak yasaktır' demiyor mu; diyor. İçişleri Bakanı, 'Polislik bir maaş mesleği değildir, kim böyle düşünüyorsa orada bir dakika durmasın' diyor. Sayın Bakan, senin orada bir dakika bile durman ayıptır. '10 bin dolar rüşvet alıyor' diye çıkıp konuştun, savcılığa suç duyurusunda bulunacaktın, niye bulunmadın? Bir İçişleri Bakanı, üstelik polisler ve jandarmadan sorumlu bir İçişleri Bakanı rüşveti ve rüşvetçiyi koruyorsa temiz adam değildir."

- "Gereğini yapmıyorsan polislerden özür dileyeceksin"

Polislerin, çalışırken aldığı aile yardımını emekli olduktan ya da boşandıktan sonra alamadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, kendisini mitinglerde koruyan polislerin talebi üzerine, 3600 ek gösterge konusunu gündeme getirdiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, "Sürekli söyledik sonunda Erdoğan da dedi ki; '3600 ek göstergeyi getireceğiz'. Partisinin seçim bildirgesini açıklarken, 'polis, öğretmen, hemşire, din görevlilerimize bir müjde vermek istiyorum, emeklilik göstergelerini 3600'a çıkaracağız' denildi. 2018, ne kadar geçti aradan? Neden çıkmıyor? Oturduğun bu koltuk verdiği sözü tutma koltuğudur, sıradan bir koltuk değildir orası. Söz veriyorsan gereğini yapacaksın, gereğini yapmıyorsan çıkıp polislerin tümünden özür dileyeceksin. Hem özür dilemiyorsun hem söz vermeye devam ediyorsun. Bu, siyasete güvensizliği getirir." görüşünü paylaştı.

Sayıştayın, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ilişkin denetim raporunda, 177 şehit çocuğuna verilmesi gereken bursun verilmediği bilgisinin yer aldığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Devletin nasıl yönetildiğini görüyorsunuz. AK Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşim, sevgili ülkücü kardeşim; 'şehit çocuğuna burs veriyoruz' diye şehitlikle ilgisi olmayanlara burs veriyorlar, buna 'evet' diyor musun?" sorusunu yöneltti.

- Tarımda planlama çağrısı

Tarım çalıştayı yaptıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Karnımızın doyması, çoluk çocuğumuzun temiz gıdalarla beslenmesi gerekiyor. Peki nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti Devleti, fasulyeden nohuta, mercimeğine; etinden samanına kadar yurt dışından ithal ediyor? Bu soruyu da geçmişte AK Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerime soruyorum. Oturup düşünmemiz lazım. Her ürünün bir taban fiyatı olacak. Maliyet, artı makul kar, eşittir taban fiyat. Bu; hiçbir çiftçi zarar etmeyecek demektir.

19 yılın sonunda nereye geldik? Çiftçi bakıyor bu sene patates çok iyi, hep beraber patates ekelim, soğan iyi soğan ekelim, ertesi yıl hep beraber batıyorlar. Sorumlu kim, çiftçi değil, devleti yönetenler. Desin ki; sen şu kadar patates ekeceksin, sen yulaf, sen bakla, sen fidan, sen besicilik yapacaksın. Maliyeti çıkaracağım, ziraat odaları başkanlarını çağıracağım. Gel kardeşim senin uzmanlarınla, devletin uzmanları bir araya gelecekler. Maliyeti çıkaracağız, makul karı koyacağız. Sen de ben de bileceğiz ki bunun üzerinde özel sektör alsın isterse ihracat yapsın. Böylece her çiftçi ben mahvoldum demeyecek. Çiftçilerin maliyetini arttıran girdiler var. Teşvik edeceğiz, tamamını Türkiye'de üreteceğiz. Türkiye gübre üretemez mi? Teşvik vereceğiz, gübre üret kardeşim. İçeride üretirsek fabrika olur, işçi çalışır, maliyeti düşük olur."

"Kim yurt dışına dolarlarını götürüyor biliyoruz, hesabını çiftçi adına soracağız" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, halkın iktidarında, hiçbir çiftçinin traktörünün ve hayvanının haczedilmeyeceğini vurguladı.

Çiftçinin, ürününü sattıktan sonra elektrik faturasını ödeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Orada da faiz ödemeyecek. Çiftçinin hakkını koruyacağım. Çiftçinin kullandığı mazottan ÖTV almayacağız. Besicilik yapan, toprağını eken biçenlere veteriner, ziraat teknisyeni göndereceğiz, çiftçiye destek olacağız. Çiftçiyi alacaklar ve eğitecekler, daha kaliteli, daha verimli ürün elde edecekler. Kooperatifleri teşvik edeceğiz. Belediyelerimiz, kırsalla belediye arasında ve kırsalla kent arasında son derece güzel çalışmalar yapıyorlar. Ürettiği ürünleri, büyük şehirlerde açtığımız marketlerde satıyor, kadınlar da erkekler de kazanıyor, herkes kazanıyor."

(Bitti)