İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Arhavi'de ilçe halkına hitap etti: (2)

"Kim ne derse desin, biz Batı değiliz. Yabancı düşmanlığı bizim milletimizin bir hasleti değildir. Kim yapıyorsa utansın. Bizim milletimizin hasleti insan sevmektir" "Ağrı ve Iğdır sınırının 150 kilometrelik sınır duvarlarını gerçekleştirdik. Işıklandırdık, sensor kameralarını yaptık. Biz bunların hepsini de İran'la anlaşarak yaptık. Bir sınır duvarı, koruma duvarı yapabilmek öyle kolay iş değildir" "Bir taraftan kaçakçıların, bir taraftan göçmen kaçakçılarının bir taraftan da teröristin önünü tıkayabilmek için bütün tedbirleri orada aldık" "Hiçbir şeyi maalesef takip etmeyenler, Batı'nın birtakım doldurmalarıyla Türkiye içerisinde günden oluşturmaya çalışanlar kendi ülkelerine haksızlık yapıyorlar. Kendi ülkelerine haksızlık yapmaya alışkanlık haline getirenlere ben sadede Allah akıl, fikir versin diyorum"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Arhavi'de ilçe halkına hitap etti: (2)
28 Temmuz 2021 - 19:35
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kim ne derse desin, biz Batı değiliz. Yabancı düşmanlığı bizim milletimizin bir hasleti değildir. Kim yapıyorsa utansın. Bizim milletimizin hasleti insan sevmektir." dedi.

Soylu, AK Parti Arhavi İlçe Başkanlığı önünde yaptığı konuşmada, bir araya geldikleri zaman aşamayacakları hiçbir güçlüğün söz konusu olamayacağını söyledi.

Sel bölgesinden Kurban Bayramı'nın birinci günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan izin alarak Cudi Dağı'na gittiğini aktaran Soylu, oraları herkesin görmesini istediğini dile getirdi.

Eskiden orasının teröristlerin fink attığı yer olduğuna vurgulayan Soylu, "Şimdi Hazreti Nuh'un gemisinin indiğinin rivayet edildiği Sefine diye bir yer var, tam 1700 yıl. Bütün medeniyetler orada. Her yıl festival yapmışlar. Son 40 yıldır orada festival yapılamıyordu. Allah'a şükürler olsun orada yaşlı teyzeler, kimisi ibadetini yaptı, kimisi kendi geleneksel bir takım süreçleriyle orada birlikte oldu ve orada 40 yıl sonra birlikte oldular ve festival yaptılar. Cudi Dağı'nın göbeğinde. Bu milletin birliğe ve beraberliğiyle orada teröriste meydan okuduk." diye konuştu.

Bakan Soylu, o bölgede en dibinden başına kadar her yerde kulelerin, ay yıldızlı bayrakların ve Mehmetçiğin olduğunu kaydetti.

Oradan Lice'ye daha sonra da Afrin ve Celabrus'a geçtiklerini dile getiren Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir önceki bayramda da İdlib'deydik. İdlib'deki tabloyu şöyle düşünün, şu evlerin su altında olduğu tablonun bir ömür boyu o bölgede yaşandığını düşünün. Şimdi Türkiye'yi bilmeyenler, etrafındaki coğrafyayı bilmeyenler bir takım bu günlerde dedikodular üretiyorlar. Ben diyeyim de onlar duysunlar, İdlib'de 3 milyon 750 bin insan yaşıyor. İdlib'in normal nüfusu 1,5 milyondur. 3 milyon 750 bin insan oraya keyfinden gelmiş değildir. Anneleri ve babaları katledildikleri için. Orada en az 10'un üzerinde yetim çocuk köyü var. Anne yok, baba yok, kimse yok. Yaşlılar var."

- "Biz iyilik medeniyetin evlatlarıyız. Biz sömürge medeniyetlerin evlatları değiliz"

Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a oradaki durumu aktardıktan sonra çalışmalara başlandığını, ilk etapta o bölgede 20 bin briket ev yapıldığını dile getirerek, "Orada bizim briket eve kabahat bulanlara söylüyorum buradan, Arhavi'den, 20 bin başladık, Allah nasip etti 50 bin bitirdik, şimdi 100 bine gidiyoruz. Peki niçin yapıyoruz bunları? O insanlar eğer orada kalamazlarsa bizim ülkemize doğru gelmek zorunda kalacaklar. Hem onları doğru yaşanabilecek yerde barındırıyoruz, onlara yardımcı oluyoruz. Kızılay'dan birçok sivil toplum örgütüne, Diyanet'ine kadar oradaki insanların barınmasını 30-40 metrekare briket evlerde sağlıyoruz. O insanlara orada yardımcı oluyoruz." dedi.

İdlib'deki insanların durumu ve yaşamları hakkında bazı bilgileri paylaşan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz bunlarla aynı milletin insanlarıyız. Aynı bayrak altında yaşıyorduk. Ne yapacağız yani? Etrafımız ateş çemberi, biz sırtımızı döneceğiz onlara, 'biz sizi tanımıyor muyuz?' mu diyeceğiz. Bizim milletimize de yakışmaz, bize bırakılan emanete de yakışmaz. Kim ne derse desin, biz Batı değiliz. Yabancı düşmanlığı bizim milletimizin bir hasleti değildir. Kim yapıyorsa utansın. Bizim milletimizin hasleti insan sevmektir. Dünyanın neresinde olursa olsun. Buradan Bangladeş'e kadar yardım yapıyoruz. Elimizi uzatmak, bugünün bize ait hasleti değildir. Geçmişimizden gelen bir haslettir. Biz iyilik medeniyetin evlatlarıyız. Biz sömürge medeniyetlerin evlatları değiliz."

Soylu, Türkiye'ye gelen Afganlara ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:

"Şimdi diyorlar ki 'Türkiye'ye Afganlar geliyor.' Sadece bize gelmiyor. Bizden Batı'ya da gidiyor. Ama o eleştirilenlere bir şey daha söylemek istiyorum, bu memleket fakru zaruret içindeyken, bir tek silahın, bir tek kurşunun, İstiklal mücadelesinde, Kurtuluş mücadelesindeyken Pakistan ve Afganistanlı kardeşlerimiz kollarındaki bilezikleri sattılar ve Türkiye'ye gönderdiler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve oradan artan parayla da bugün tekrar söylüyorum, bilmeyenler bilsinler İş Bankası kuruldu."

Bu yapılanların unutulması durumunda, gelecek nesillerin de bugünü unutacağını belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim bir misyonumuz var. Biz şu anda dünyaya bu medeniyetin asaletini göstermekle yükümlüyüz. Biz Müslümanız. Bizim dinimiz bize bir şey öğretti, iyilikleri anlatacaksınız, kötülüklerden sakındıracaksınız. Bu bir emirdir. Dünyanın her tarafında bunu anlatmakla mükellefiz. Bizi sadece sömürge medeniyetinin bir parçası haline getirmeye çalışanlara da teslim olmamalıyız. Onun için başımıza türlü türlü sıkıntılar gelebilir. Ama bilesiniz ki elinizi yoksula uzattığınız sürece hem Cenab-ı Allah bizimle beraberdir hem vicdanımız bizimle beraberdir hem de gelecek nesillerimiz bizi unutmayacaktır. Tarihimizi de medeniyetimizi de unutmayacaktır."

- "Yüzüm yere hiçbir zaman bu milletin asaleti sebebiyle eğilmedi"

Soylu, 2011 yılında Suriye'de başlayan iç savaşta ilk uyanan ve tedbirini alan ülkenin Türkiye olduğunu, Batı'nın ise ancak 2015 yılında uyanabildiğini söyledi.

Türkiye'nin bu konuda ilk insani adımları atan ülke olduğunun altını çizen Soylu, "Avrupa ne zaman kendilerine yürümeye başladılar, 'eyvah bize geliyorlar' deyince tedbiri almaya başladılar. Bizim, Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde attığımız adımlarda Allah'ımıza çok şükürler olsun ki bir mahcubiyetimiz söz konusu değildir." dedi.

Soylu, pandemi öncesinde İçişleri Bakanı olarak dünyanın pek çok ülkesine gittiğini anımsatarak, "Göçle, afetle ilgili bir bakan olarak şu yüzüm yere hiçbir zaman bu milletin asaleti sebebiyle eğilmedi. Sizin sayesinde, milletimizin sayesinde hükümetimizin politikaları sayesinde. Karşımdaki muhataplarım da hiçbir zaman yüzü yukarı doğru bize bakamadı, hep eğik baktılar. Biz yolumuza devam edeceğiz." diye konuştu.

- "Ağrı ve Iğdır sınırının 150 kilometrelik sınır duvarlarını gerçekleştirdik"

Yaklaşık Ağrı sınırı ile Iğdır sınırının tamamının duvarını yaptıklarına dikkati çeken Soylu, "Tüm ışıklandırmalarını yaptık. Suriye sınırı hariç. Orada 850 kilometrelik duvarı bitirdik. Ama ayrıca Ağrı ve Iğdır sınırının 150 kilometrelik sınır duvarlarını gerçekleştirdik. Işıklandırdık, sensor kameralarını yaptık. Biz bunların hepsini de İran'la anlaşarak yaptık. Bir sınır duvarı, koruma duvarı yapabilmek öyle kolay iş değildir. Bunları İran ile halleşerek gerçekleştirdik." ifadesini kullandı.

Soylu, bölgede 300'ün üzerinde optik kule olduğunun da altını çizerek, "Bu kuleler bulunduğu yerden her tarafı gözetleyebiliyor. Bunları da yeni yapıyoruz. Bu yılın eylül, ekim ayında hepsi devreye girecek. Aynı zaman iletişim ve haberleşme kuleleri var, radarlar var. Oraya özel araçlar var." dedi.

Terörle mücadelenin devam ettiğini dile getiren Soylu, "Teröristi bir yerden sıkıştırırken, başka yerden giriyor. Bu sefer Van'dan, Ağrı'dan, Iğdır'dan girmeye çalışıyor. Onların da önünü tıkamaya çalışıyoruz. Bir taraftan kaçakçıların, bir taraftan göçmen kaçakçılarının bir taraftan da teröristin önünü tıkayabilmek için bütün tedbirleri orada aldık." diye konuştu.

Soylu, yapılan bazı eleştirilere de şu yanıtı verdi:

"Hiçbir şeyi maalesef takip etmeyenler, Batı'nın bir takım doldurmalarıyla Türkiye içerisinde günden oluşturmaya çalışanlar kendi ülkelerine haksızlık yapıyorlar. Kendi ülkelerine haksızlık yapmaya alışkanlık haline getirenlere ben sadede Allah akıl, fikir versin diyorum. Onların söylemeleriyle ne bu ülke ne de bu millet kendi yolundan döner. Biz kendi yolumuza güçlenerek, büyüyerek devam edeceğiz."

Yaklaşık 1,5 ay önce ekonomiye yönelik bazı sözlerinin olduğuna da dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti:

"Dedim ki 'temmuz ayında Türkiye'deki ekonomi hareketlenmeye başlayacak.' O bütün muhalif medya... Ne oldu temmuz ayında? Türkiye'de sanayi üretimi yükseldi. Bunu niye söyledik? Yaklaşık 1,5 yıldan beri pandemi ile karşı karşıyayız. Esnaflarımız, turizm, tarım, Allah'a çok şükür herkes elinden gelen gayreti gösterdi üretim artıyor. Bundan da rahatsız oluyorlar, ben buna üzülüyorum. Siz yapın, gelin elinizi öpelim Allah rızası için. İyi bir şey yapıldığı zaman takdir edilmeli, eleştirilecek tarafımız varsa da eleştirilsin. Eksikten yoksun Cenab-ı Allah'tır. Hepimizin eksiği var ama bunu doğru bir şekilde ifade ederseniz biz de bunu düzeltmeye çalışırız, ha düzeltmedik millet burada, millet zaten seçimde meseleyi düzeltiyor. Netice itibarıyla milletin verdiği kararın emrine amadeyiz."

Bakan Soylu, sel bölgesinde ilgili bakanlarla vatandaşın yanlarında olduklarını, bundan sonra da kendilerini yalnız bırakmayacaklarını sözlerine ekledi.

(Bitti)