Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi: (2)

"(1915 olayları) Acaba Amerika'nın arşivlerinde ne kadar bu konuda belge var veya varsa bu belgeleri açabiliyor mu? Avrupa'da var mı, varsa açabiliyor mu? Biz 'hodri meydan' diyoruz ama bugüne kadar bizim bu çağrılarımıza cevap veremediler" "Sevk ve iskana tabi tutulanların sayısı Amerika'nın kendi raporlarında bile en fazla 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha da azdır" "Tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılması bu işin erbabına, yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık" "Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçeklerin peşinde koşmak yerine meseleyi ısrarla siyasi zemine taşıması, işin aslını göstermeye zaten tek başına yeterlidir" "Osmanlı devletinin 24 Nisan'da yaptığı bu tutuklamaların ardından 27 Mayıs'ta Sevk ve İskan Kanunu çıkartılmış, 1 Haziran'da da uygulamasına geçilmiştir. Yapılan işlem muhtemel bir tehdide veya tehlikeye değil, bilfiil yürüyen bir isyana ve artarak süren katliamlara karşı alınmış bir tedbirdir" "Osmanlı devleti, çıkardığı Sevk ve İskan Kanunu'yla bu katliamları gerçekleştiren çetelerin dayandığı Ermeni nüfusu geçici olarak başka bölgelere gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar ülkedeki tüm Ermenileri değil, sadece çete saldırılarının yoğun olduğu yerlerdeki Ermeni nüfusu kapsamaktadır" "Osmanlı'nın Ermeni nüfusu yer değiştirme işlemi sırasında salgın hastalıktan, asayiş sorunlarından veya güvenlik güçleriyle çatışırken hayatını kaybedenlerin sayısı ise 150 bini ancak bulmaktadır. Elbette bu 150 bin kişinin her biri bir candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların bir sıfır ilaveyle abartıldığını bizzat Ermeni tarihçilerin ve siyasetçilerin kendileri de itiraf ediyor"

26 Nisan 2021 - 21:20
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1915 olaylarına ilişkin, "Acaba Amerika'nın arşivlerinde ne kadar bu konuda belge var veya varsa bu belgeleri açabiliyor mu? Avrupa'da var mı, varsa açabiliyor mu? Biz 'hodri meydan' diyoruz ama bugüne kadar bizim bu çağrılarımıza cevap veremediler." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı millete sesleniş konuşmasında, "Tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılması bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır, siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin kendi arşivlerini tamamen bu komisyonun araştırmalarına açma taahhüdünde bulunduklarını ancak muhataplardan yine ses çıkmadığını dile getiren Erdoğan, "Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçeklerin peşinde koşmak yerine meseleyi ısrarla siyasi zemine taşıması işin aslını göstermeye zaten tek başına yeterlidir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde ve dünyada bu konuda hala kafası karışık olanlar için meseleyi özetle anlatmak istiyorum." ifadelerini kullanarak, Anadolu'nun ecdadın yönetiminde asırlar boyunca farklı kökenden ve inançtan insanın huzur içinde yaşadığı bir coğrafya olduğunu söyledi.

Pek çok toplum gibi Ermenilerin de bu dönemde dini özgürlüklerini kazandıklarını ve sosyal statülerini güçlendirdiklerini anlatan Erdoğan, tarihe 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış ikliminin sürdüğünü hatırlattı.

Osmanlı'nın son döneminde ülkedeki pek çok kesimin batılılar tarafından tahrik edilerek, cesaretlendirilerek ve silahlandırılarak ayaklandırıldığını dile getiren Erdoğan, "Bugün üzerinde çok sayıda devletin yer aldığı Balkan toprakları işte bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden koparılmıştır. Doğuda da aynı senaryo Çarlık Rusya'sının da iştirakiyle Ermeniler üzerinden oynanmıştır." diye konuştu.

- "Sivil Türk ve Kürt nüfus Ermeni çeteler tarafından katledilmişlerdir"

Erdoğan, I. Dünya Savaşı'na kadar 40 civarında isyan çıkartan Ermeni çetelerin bu dönemde kontrolden çıkarak büyük katliamlara yöneldiklerini anlatarak, "Batılıların siyasi ve ekonomik, Rusların da askeri desteğiyle palazlanan Ermeni örgütleri köyleri ve şehirleri basıp önlerine gelen herkesi kadın çocuk ihtiyar demeden öldürmüşlerdir. Mensuplarının toplamı 150 bin ile 300 bin arasında ifade edilen bu çeteler topraklarımıza saldıran Rus ordusunun saflarında da aktif olarak bize karşı savaşmışlardır. Van'dan Kars'a, Erzurum'dan Anadolu içlerine kadar pek çok yerde sayıları milyonla ifade edilen, tamamı sivil Türk ve Kürt nüfus Ermeni çeteler tarafından katledilmişlerdir." dedi.

"Peki 24 Nisan'da ne olmuştur?" diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında 24 Nisan'da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 tarihi sadece Osmanlı devletinin savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten Taşnak, Hınçak ve Ramgavar gibi örgütleri kapatıp 235 yöneticisini tutukladığı gündür. Daha ortada ne Sevk ve İskan Kanunu ne de bunun uygulaması olmadığı için yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu dünyadaki genel uygulamaya paralel şekilde bu tarihi kendi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de gerçekte bu tarihte ne olduğunu bilmemize rağmen Ermeni toplumunun tercihine saygı duyarak kendilerine bir süredir acılarını paylaşan mesaj gönderiyoruz. Osmanlı devletinin 24 Nisan'da yaptığı bu tutuklamaların ardından 27 Mayıs'ta Sevk ve İskan Kanunu çıkartılmış, 1 Haziran'da da uygulamasına geçilmiştir. Yapılan işlem muhtemel bir tehdide veya tehlikeye değil, bilfiil yürüyen bir isyana ve artarak süren katliamlara karşı alınmış bir tedbirdir."

- "Sadece masum ve savunmasız insanları katletmişlerdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarihlerin Osmanlı devletinin Çanakkale başta olmak üzere pek çok cephede tarihi bir mücadele yürüttüğü döneme tekabül ettiğine dikkati çekerek, "Genel seferberlik sebebiyle eli silah tutan erkeklerin hemen tamamı cephede olduğu için geride sadece savunmasız kadınlar, çocuklar, yaşlılar kalmıştır. Ermeni çeteleri Türk ordusuyla veya şehirlerini koruyan silahlı Türk milisleriyle çatışmamış, sadece masum ve savunmasız insanları katletmişlerdir." diye konuştu.

Van'ın Zeve Köyü'nde yaşayan 2 bin 500 sivilin tamamının tek bir fert hayatta bırakılmaksızın Ermeni çeteciler tarafından şehit edildiğini söyleyen Erdoğan, sadece Muş'ta 1 yıl içinde 20 bin vatandaşın katliama maruz kaldığını ifade etti.

Hızlarını alamayan Ermeni çetecilerin Trabzon civarındaki Rum ve Hakkari'deki Musevi Osmanlı vatandaşlarını da topluca öldürmekten çekinmediklerini anlatan Erdoğan, "Şayet ortada tarafların karşılıklı savaşmış olmalarından kaynaklanan bir kayıp olsa, bu da bir yere kadar anlaşılabilir. Ama tekrar ediyorum Ermeni çeteleri sadece Anadolu'da savunmasız sivil Türkleri ve Kürtleri, Kafkasya tarafında da Çerkezleri katletmişlerdir. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamları ve yüz binlerce insanı göçe zorladıklarını övünerek anlatmışlardır. Bununla ilgili pek çok belge bölge ülkelerinin arşivlerinde mevcuttur. Osmanlı devleti, çıkardığı Sevk ve İskan Kanunu'yla bu katliamları gerçekleştiren çetelerin dayandığı Ermeni nüfusu geçici olarak başka bölgelere gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar ülkedeki tüm Ermenileri değil, sadece çete saldırılarının yoğun olduğu yerlerdeki Ermeni nüfusu kapsamaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Çıkarılan kanunla yeri değiştirilen Ermeni nüfusun sayısı konusunda da pek çok tezviratın ortada dolaştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"1. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusun toplamı 1 milyon 300 bin olarak kayıtlarda yer alıyor. Şu anda ben belgeyle konuşuyorum, Sayın Biden gibi konuşmuyorum. Biden neye dayanarak, nasıl konuşuyor bilmiyorum. 1 milyonun üzerinde şu anda arşivlerimizde belge var. Buyursunlar, gelsinler, belgeleri incelesinler. Acaba Amerika'nın arşivlerinde ne kadar bu konuda belge var veya varsa bu belgeleri açabiliyor mu? Avrupa'da var mı, varsa açabiliyor mu? Biz 'hodri meydan' diyoruz ama bugüne kadar bizim bu çağrılarımıza cevap veremediler. Şu anda bu nüfusun yaklaşık 350 bini savaş döneminde Rus topraklarına geçmiştir. İran'a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Dolayısıyla sevk ve iskana tabi tutulanların sayısı Amerika'nın kendi raporlarında bile en fazla 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha da azdır. Osmanlı'nın Ermeni nüfusu yer değiştirme işlemi sırasında salgın hastalıktan, asayiş sorunlarından veya güvenlik güçleriyle çatışırken hayatını kaybedenlerin sayısı ise 150 bini ancak bulmaktadır. Elbette bu 150 bin kişinin her biri bir candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların bir sıfır ilaveyle abartıldığını bizzat Ermeni tarihçilerin ve siyasetçilerin kendileri de itiraf ediyor. Yine Ermeni tarihçiler, kayıpların çoğunun cephedeki savaşlarda yaşandığını da belirtirler."

(Sürecek)