CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, canlı yayında gündemi değerlendirdi:

"Millet İttifakı toplumu yönetmeye talip olduktan sonra toplumdaki gerilimi düşürmek zorundadır. AK Parti'yi, MHP'yi düşmanlaştırmadan yoluna devam etmelidir. Siz onları düşmanlaştırırsanız bir farkınız kalmaz ki. Oysa biz demokrasi ortamı yaratmak istiyoruz. Bir ülke nasıl yüksek demokratik standartlarda yönetilebilirmiş onu göstermek istiyoruz. Bunu gösterdiğimiz andan itibaren de emin olun Türkiye'yi barıştıracağız" "Seçeceğimiz cumhurbaşkanı güçlü bir cumhurbaşkanı olacak. Bu cumhurbaşkanının alacağı temel kararları ittifakı oluşturan liderlerle ortak alması lazım. Bu ortak alınacak kararların bürokrasiye, bakanlara, vatandaşlara yansımaları da ittifak ile vatandaşlar arasındaki güven ilişkisini pekiştirecektir. Bu algıyı pekiştirdiğimizde alacağımız her ekonomik, siyasal, sosyal kararın yansımalarını toplum kabul edecektir"

06 Kasım 2021 - 14:15
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın toplumu yönetmeye talip olduktan sonra toplumdaki gerilimi düşürmek zorunda olduğunu belirterek, "AK Parti'yi, MHP'yi düşmanlaştırmadan yoluna devam etmelidir. Siz onları düşmanlaştırırsanız bir farkınız kalmaz ki. Oysa biz demokrasi ortamı yaratmak istiyoruz. Bir ülke nasıl yüksek demokratik standartlarda yönetilebilirmiş onu göstermek istiyoruz. Bunu gösterdiğimiz andan itibaren de emin olun Türkiye'yi barıştıracağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, Karar TV Gündem Özel canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtlarken, Kanal İstanbul'la ilgili iş insanlarına yaptığı ihale uyarısının hatırlatılması üzerine, aklı başında olan hiçbir iş insanının savurganca ve Türkiye'ye hiçbir yararı olmayacak bir yatırıma kaynak ayırmasını doğru bulmadığını, proje için ihale yapılabileceğini ama kimsenin ihaleye girebileceğini düşünmediğini savundu.

Bürokratlarla ilgili açıklamalarının ardından gelen geri dönüşlerin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "O mesajdan sonra ertesi gün bütün devlet dairelerinde konuşulan buydu. Gayet güzel geri dönüşler var. Yağmur gibi de bir sürü yolsuzluk belgeleri akıyor. Bu belgeleri tabii tasnif ediyoruz. Her belgeyi alıp hemen kamuoyu önüne çıkmıyoruz. Önce onları doğrulatıyoruz. Doğru mudur, yanlış mıdır? Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın'ı görevlendirdik, bu işlerle uğraşıyor. Özellikle büyük ihalelere bakıyor. Bizden gizledikleri şehir hastaneleri sözleşmelerinden tutun büyük ihalelerin, sözleşmelerin nasıl yapıldığına, hangi imzaların nerelere atıldığına ilişkin bütün bilgiler geliyor." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Kamuda kimse işinden olmayacak" ve "Bürokraside temizlik yapacağız" açıklamalarındaki çelişkinin sorulması üzerine, "Devlet memuru pozisyonunda değil de işçi pozisyonunda kamuda çalışanlar var. Mesela AK Parti döneminde girmiş, 'CHP gelirse hepimizin işine son verecek.' Bu doğru değil. Hiç kimse işinden, aşından olmayacak ama düzgün çalıştığı sürece. Bir yolsuzluğun altına imza atmışsa tabii onu da tutup hemen işinden atmayacağız. İlgili kişiler araştıracak bakacak, yargıya giderse yargıya gidecek, yargı nasıl karar verirse başımızın üzerinde yeri var. Bir ön alma ya da intikam duygusuyla yola çıkmak asla doğru değil." ifadelerini kullandı.

Vaatlerini anlatırken sürekli "Ben" ifadesini kullanmasının "Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir hazırlık mı?" olduğu sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ben sözcüğünü fazla kullandığım için bizim partililerden de zaman zaman eleştiri geliyor. Sıradan vatandaş 'Sen ne yapacaksın?' diye soruyor. Bu sorunun bir anlamda cevabı oluyor. Belki 'Biz bunu yapacağız' demek daha doğru. Bazen dozu kaçırıyoruz ama işin doğrusu bizim neyi yapacağımızı anlatmamızdır." yanıtını verdi.

Millet İttifakı'nın içinde sorunlar olduğu iddiaları hatırlatılan Kılıçdaroğlu, ekonominin yönetiminde ve dış politikada farklı düşünebileceklerini ama gördüğü kadarıyla aralarında hiçbir sorunun olmadığını söyledi.

- Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Parlamenter Sistem tartışmaları

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylarının profilinin sorulması üzerine, "Seçeceğimiz cumhurbaşkanı güçlü bir cumhurbaşkanı olacak. Bu cumhurbaşkanının alacağı temel kararları ittifakı oluşturan liderlerle ortak alması lazım. Bu ortak alınacak kararların bürokrasiye, bakanlara, vatandaşlara yansımaları da ittifak ile vatandaşlar arasındaki güven ilişkisini pekiştirecektir. Bu algıyı pekiştirdiğimizde alacağımız her ekonomik, siyasal, sosyal kararın yansımalarını toplum kabul edecektir." diye konuştu.

Şu anda AK Parti ve MHP milletvekillerinin siyaset yapamadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Onlar da aslında parlamenter sisteme dönülmesini istiyorlar. Siyaset alanları o kadar daraltıldı ki siyaset yapamıyorlar. Onların siyaset yapabilecekleri alan parlamentonun güçlenmesiyle olur. Parlamento güçlendikçe AK Parti de MHP de biz de HDP de İYİ Parti de hepimiz siyaset yapmış olacağız. O zaman çok sesli, daha dayanışmacı, sorunları daha özgürce dile getiren bir yapı çıkacak. Şahsi kanaatim güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişe AK Partililer de 'evet' diyecek. Çünkü siyaset yapmak istiyorlar. Hepimiz siyaset yapmak istiyoruz. Millet İttifakı toplumu yönetmeye talip olduktan sonra toplumdaki gerilimi düşürmek zorundadır. AK Parti'yi, MHP'yi düşmanlaştırmadan yoluna devam etmelidir. Siz onları düşmanlaştırırsanız bir farkınız kalmaz ki. Oysa biz demokrasi ortamı yaratmak istiyoruz. Bir ülke nasıl yüksek demokratik standartlarda yönetilebilirmiş onu göstermek istiyoruz. Bunu gösterdiğimiz andan itibaren de emin olun Türkiye'yi barıştıracağız. Herkes huzur içinde yaşayacak."

Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yarışmak istiyor musunuz?" soruna, "Erdoğan'ın beni karşısında göreceği konusunda onun mutlu olacağını sanmıyorum. Çünkü şu anda en çok rahatsız eden kişi benim. Bu talep aslında biraz da Millet İttifakı'nı zora sokma yönündeki bir talep. Benim 'Evet aday olacağım.' dememi bekliyorlar. Bunu dediğiniz andan itibaren ittifakı darmadağın edersin. Oturacağız, konuşacağız, kendi aramızda bir karar vereceğiz." karşılığını verdi.

"CHP'li belediye başkanları aday olabilir mi?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının görevlerine devam etmelerini istediğini vurgulayarak, "Nedeni de şu, belediye meclislerinde çoğunluğumuz yok. Çoğunluğun olmadığı yerde belediye başkanını başka bir partiye teslim etmiş oluruz. O zaman İstanbullu, Ankaralı bize ne diyecek? Bu bağlamda kafamda soru işaretleri var. İki şu; seçildiler, önce bulundukları kentin güvenini kazansınlar, arkadan Türkiye'nin güvenini kazansınlar. Daha önlerinde zaman dilimi var, çalışırlar, deneyim kazanırlar, iyi alanlarda kendilerini gösterirler." şeklinde konuştu.