CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, canlı yayında soruları yanıtladı: (1)

"(MHP'nin 100 maddelik anayasa önerisi) Belki parti kapatma ve parti kurma yetkisi de Erdoğan'a verilmiştir, herhalde öyle bir düzenleme var bu 100 maddenin içinde. Böylece tahkim edecekler orayı. Tamamen gündem değiştirmeye yönelik" "(Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun) Genelgeyle olayı düzeltmeye çalıştılar. Devlet kanunla, yasalarla, hukukun üstünlüğüne göre değil, genelgelerle yönetilmeye başlandı"

04 Mayıs 2021 - 16:40
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP'nin 100 maddelik anayasa önerisine ilişkin, "Belki parti kapatma ve parti kurma yetkisi de Erdoğan'a verilmiştir, herhalde öyle bir düzenleme var bu 100 maddenin içinde. Böylece tahkim edecekler orayı. Tamamen gündem değiştirmeye yönelik." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, Yeniçağ Televizyonu'nun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Türkiye'de en büyük tahribatın devletin yapısında olduğunu, devletin kurumlarına vatandaşın güvenmemeye başladığını savunan Kılıçdaroğlu, vatandaşın pazarda gördüğü enflasyonla TÜİK'in açıkladığı rakam arasında fark olduğunu söyledi.

Memura verilen zammın, enflasyonun altında bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, emekliye de bayram ikramiyesi olarak 1500 lira verilmesi gerektiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, hükümeti kanun çıkarma konusunda eleştirerek, "Çek kanunu. Bir gecede oturdular çek kanunu getirdiler, verdiler milletvekilinin eline, 'Şunu imzalayın' dediler. Burada yanlışlık var dedik. 'Hayır efendim tek satırını değiştiremeyiz'. Neden? Talimat gelmiş. Sonra ne oldu? Bir baktılar ki kanun yanlış çıktı, hayat duruyor. Nasıl düzelteceğiz? Yeni bir kanun gelmesi lazım, yeniden görüşülmesi lazım. Resmi Gazete'de kanun yayımlandı. Genelgeyle olayı düzeltmeye çalıştılar. Devlet kanunla, yasalarla, hukukun üstünlüğüne göre değil, genelgelerle yönetilmeye başlandı." dedi.

Yargının tahrip edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"En üst yargı dediğimiz, Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesine siz hülleyle hakim tayin ederseniz, bir tek Yargıtay kararının altında dahi imzası olmayan bir kişiyi yıldırım hızıyla Yargıtaydan geçirip Anayasa Mahkemesine üye yaparsanız oraya kimse güvenmez. Çünkü o yıldırım hızıyla oraya giden kişi vicdanına ve hukukun üstünlüğüne göre değil, kime göre karar verecek, saraydan gelen talimata göre karar verecek, siyasi karar verecek. Diyecek ki, 'Erdoğan bunu istiyor ben de o çerçevede karar vereyim'. İradesi olmayan, hukukun üstünlüğü kavramını özümsemeyen kişinin, Anayasa Mahkemesine üye olarak atanması yargıya olan güveni temelden sarsıyor."

- "İstediğiniz genelgeyle istediğiniz kanunu değiştirebiliyorsunuz"

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 100 maddelik anayasa önerisinin Erdoğan'a takdim edileceğini söyledi. Sayın Bahçeli 'Anayasa Mahkemesi kapatılsın' demişti. O halde Anayasa Mahkemesi anayasada yer almayacak muhtemelen. Değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Metni görmedik. Belki Yargıtayı falan da kaldırır. Zaten kararı saray veriyor. Böyle bir yapı oluştu. Anayasa Mahkemesi belki yaptığı o 100 maddelik Anayasa değişikliğinde kaldırılmış olabilir. Bunların hiç bir anlamı yok.

Ne diyor Sayın Bahçeli, efendim diyor bu tek kişilik hükümet yönetimini, o kavram Mehmet Uçum'a aittir, Cumhurbaşkanının Danışmanı, 'tek kişilik hükümet yönetimini tahkim etmemiz lazım' diyor. Daha ne kadar tahkim edeceksiniz? Hakim tayin ediyorsunuz. İstediğiniz genelgeyle istediğiniz kanunu değiştirebiliyorsunuz. İstediğiniz uluslararası sözleşmeyi tek imzayla yürürlükten kaldırabiliyorsunuz. Bütün memurların sicil amirliğini zaten verdiniz oraya. Vermediğiniz ne kaldı? Belki parti kapatma ve parti kurma yetkisi de Erdoğan'a verilmiştir, herhalde öyle bir düzenleme var bu 100 maddenin içinde. Böylece tahkim edecekler orayı. Tamamen gündem değiştirmeye yönelik."

- "Para adamına, yandaşa göre var"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin gündeminin ekonomi olduğunu, ülkede derin bir yoksulluk bulunduğunu, yüz binlerce çocuğun yatağa aç girdiğini ve esnafın yoksulluğa mahkum edildiğini ifade etti.

Devlette para olduğunu ancak adamına göre muamele yapıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, esnafa, emekliye, memura "para yok" denildiğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İstanbul Havaalanı işletmecilerine pandemi döneminde sağlanan kıyak ne kadar? 21 milyar lira. Otoyol işletmelerine garanti ödemeleri 10 milyar lira, şehir hastanelerine 17 milyar 600 milyon lira. Bazı elektrik şirketlerine 3 milyar lira. Yandaş elektrik dağıtım şirketlerine 2 milyar lira. Digitürk, Katarlı vatandaşa sağlanan imkan 900 milyon lira. Hepsini topla 54 milyar lira. 54 milyar lira kaç kişiye verildi? 50'yi geçmez. 83 milyondan 50 kişiye sağlanan avantaj 54 milyar 600 milyon lira. Peki milyonlarca esnafa ne verildi? Para var, adamına, yandaşa göre var."

Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın şirketine gümrük ayrıcalığı sağlandığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bakan olmadan önce bu kişinin Sayın Emine Erdoğan'ın adını kullanarak çıkar sağladığına dair duyumlar iletiliyor bürokrasiye. Ama siz onu getiriyorsunuz, bakan yapıyorsunuz. Normalde onu bakan yapanın o görevde oturmaması lazım. Onu bakan yaptığınız andan itibaren sizin eşinizin adını kullanarak, istismar ederek kendisine çıkar sağladığını kabul ediyorsunuz, 'Yap, devam et' diyorsunuz. O da devam etti." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, devletin yönetilmediğini savunarak, ülkenin bekası için devlet aklı denilen bir kavram olduğunu dile getirdi. Devletin aklının iflas ettirildiğini, devlet aile şirketi gibi yönetilmeye çalışıldığı için devlet aklının yok olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, devletin şirket gibi yönetilemeyeceğini söyledi.

- "Türkiye güçlü bir ülkedir"

"Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun 2013'te sosyal medyadan açıklaması vardı. 'Türkiye'de darbelerin destekçisi, Esed'in yakın dostu CHP'nin şimdi de Mısır'da Sisi ve darbecilere koşmasına şaşırmıyoruz'. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı:

"Öngörüye bakın, 2013'te diyorum ki Mısır ile kavga etmeyin. Suriye'nin iç işlerine girmeyin, Arap dünyasıyla barışık olun. Türkiye'nin çıkarları bütün komşularımızla barışık olmamıza bağlıdır. Türkiye güçlü bir ülkedir. Bütün komşuların bize imrenerek baktığı bir ülkedir. Biz bu pozisyonumuzu koruyalım, iç işlerine karışmayalım. Ne yaptılar? Ben o dönem bunu söylediğimde beni darbeci olarak suçladılar, 'Sisi'ye yardım ediyor galiba' dediler. O tür suçlamalar yaptılar. Şimdi ne yapıyorlar? Gidiyorlar, yalvarıyorlar. 'Aman bizimle barışın' diyorlar. Peki ben söylediğim zaman beni niye suçluyorsunuz?"

Devlette liyakatin yok edildiğini, rüşvet alan kişinin büyükelçi tayin edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Rüşvet alandan büyükelçi atanır mı?" diye sordu.

Eski milletvekillerinin hepsinin büyükelçi yapıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Aman DEVA'ya gitmesin, Gelecek Partisine gitmesin, bunlara taht post verelim. Maaş alıyorlar yetmiyor. İkinci, üçüncü maaş verelim'. Bütün harcamalarını da zaten devlet karşılıyor. Türkiye'nin itibarı? Ne itibarı? Saray itibar diye ne görüyor? 'Ne kadar çok israf yaparsam itibarım o kadar artar' diyor." ifadesini kullandı.

(Sürecek)