Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek, büyükbaş hayvan benzetmesi yapmak ifade ve düşünce hürriyeti sayılamaz. Bu tip bir kötü söz terbiyesizliktir, edepsizliktir, nitekim suçtur" "Sayın Kılıçdaroğlu şu hususu unutma ki tekerimize taş koymaya kalkışanların alınlarını karışlarız, bunlara karşı da çekilmeye hazır keskin bıçak olup ayağa kalkarız. Terörle mücadele sürecinde demokrasinin askıya alındığını söylemek su katılmamış bölücü bir dildir"

01 Şubat 2022 - 13:15
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek, büyükbaş hayvan benzetmesi yapmak ifade ve düşünce hürriyeti sayılamaz. Bu tip bir kötü söz terbiyesizliktir, edepsizliktir, nitekim suçtur." dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, değerlere yönelik kategorik saldırıların, kavramlara yönelmiş işgal niyetlerinin, maneviyata kurulmuş tuzakların vahim bir düzeyde olduğunu söyledi.

İnsanlığın ortak hazinesi olan demokrasi, hak, hukuk, özgürlük ve adaletin sürekli aşınmaya, irtifa kaybına maruz kaldığını ifade eden Bahçeli, "Aslında bu, kaygı verici, gerçek, bilinçli bir tertibin, sistematik bir tahribatın uzun metrajlı sonucudur. Gerçek manasından koparılmış bir demokrasinin, sadece demagojiyi besleyeceği, bunun yanı sıra despotik tahakkümlere davetiye çıkaracağı açıktır, ortadadır, tecrübeyle sabittir." diye konuştu.

Milletin kendi geleceği hakkında hüküm verme ve hedeflerini belirleme hakkının bir insanlık onuru, bu onurun muhafazasının demokrasinin namusu olduğunu belirten Bahçeli, "Demokrasi ihanetin kılıfı olamaz. Demokrasi egemenliğe kast etmenin kaynağı görülemez. Demokrasi sövüp saymanın, yakıp yıkmanın meşruiyet zemini olarak asla kullanılamaz. Demokrasi hukuk ve hürriyetin, hukuk ve hürriyet demokrasinin karşılıklı güvencesidir. Biri olmadan diğerinin varlığından söz edilemez." değerlendirmesini yaptı.

- "Bu yavrumuzu bu noktaya getiren nedir?"

İnsanların birbirine göstereceği hoşgörü sınırının aynı şekilde demokrasi ve hürriyetin de sınır hattının belirlenmesini sağlayacağını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek, büyükbaş hayvan benzetmesi yapmak ifade ve düşünce hürriyeti sayılamaz. Bu tip bir kötü söz terbiyesizliktir, edepsizliktir, nitekim suçtur. Hazreti Adem ile Hazreti Havva'ya cahil demek bir sanatçı marifeti, demokratik bir hak, sıradan bir şarkı sözü olarak değerlendirilemez. Herkes aksini söylese de Milliyetçi Hareket Partisi bu görüşte olamaz, bu ilkelliğe göz yumamaz, selin akıntısına kapılamaz. Hakaret eden, küfreden, faşizan arzularını ilk fırsatta ifşa eden kim olursa olsun, bunun sonuçlarına mutlak surette katlanmalıdır.

Bir televizyon kanalında Sayın Cumhurbaşkanı'na en ağır hakaretleri sıralayan sözde bir gazeteciye sessiz kalanların, Trabzon'da bir çocuğun heyecanla söylediği sözlere ateş püskürmeleri ikiyüzlülüğün deşifresidir. Dikkat buyurunuz, henüz 10 yaşında olan bu çocuğumuz Cumhurbaşkanı'na amca derken, Kılıçdaroğlu'na hain diye seslenmiştir. 203 sözde yazar, çizer, aydın ve gazetecinin bildiri hazırlayıp yayımlamak yerine bu sorunu ele almalarında yarar olacaktır. Bu yavrumuzu bu noktaya getiren nedir? Böylesi bir tercihe zorlayan ve bunu da telaffuz ettiren gelişmeler nelerdir? Şehidimiz Eren Bülbül’ün katilleriyle sarmaş dolaş olanların, ittifak kuranların, yanak yanağa verenlerin, bilahare herkesin, her kesimin geleceğimiz adına bu soruların üstünde kafa yormaları elzemdir."

- "Terörist hem devlet hem de demokrasi düşmanıdır"

Devlet Bahçeli, katile "katil", caniye "cani", teröriste "hain" diyemeyenlerin, sırf siyasi rant devşirmek için bölücülerle bir ve aynı kareye girmekten sakınmayanların demokrasiyle arasına geceyle gündüz gibi mesafe koyduğunu dile getirerek, "Sorosçu Osman Kavala'yı savunmak, terörist Demirtaş'a methiyeler düzmek adalet, demokrasi ve hürriyet konusu değil, işlenmiş suç ve hıyanete taammüden ortaklıktır. Terörist hem devlet hem de demokrasi düşmanıdır. Düşmana ganimet olan siyasetçilerin demokrasi iddiası tilkinin kümes bekçiliğine talip olmasıyla aynı kurnazlıktır." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Terörle mücadele ediyoruz derken demokrasi askıya alınıyor. Demokrasi askıya alınırsa da en çok terör örgütlerine prim verirsiniz." dediğini anımsatan Bahçeli, şunları söyledi:

"Sayın Kılıçdaroğlu şu hususu unutma ki tekerimize taş koymaya kalkışanların alınlarını karışlarız, bunlara karşı da çekilmeye hazır keskin bıçak olup ayağa kalkarız. Terörle mücadele sürecinde demokrasinin askıya alındığını söylemek su katılmamış bölücü bir dildir. Terörle mücadele sürecinde demokrasinin hiçe sayıldığını iddia etmek terörist üslubudur, terör usulüdür, zillet bir bühtandır. Demokrasiyi korumak için terörle mücadele ediliyor, ey Kılıçdaroğlu bundan haberin var mı? Vatana ve millete musallat olan seri katilleri cezalandırmak amacıyla terörle mücadele yapılıyor, ey Kılıçdaroğlu bunu biliyor, bunu hazmedebiliyor musun? 'Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer' diyen Kılıçdaroğlu, senin yolun nereye çıkıyor? Karanlık yolculuğun nereye doğru gidiyor? Kılıçdaroğlu sosyal medyada video çeke çeke akli melekelerini yitirmiş, trolleşmiş bir figür olarak milli ve siyasi hayata bütünüyle aykırı davranmaya başlamıştır."

Millet İttifakı'nın güçlendirilmiş parlamenter sistem hazırlığına değinen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu ay içinde de taslak metni açıklayacaklarmış ama henüz kurulacak masada nasıl oturacaklarını tespit edememişler. Alfabetik mi olsun, aritmetik mi olsun, yaşa göre mi olsun, yoksa boy sırasına göre mi olsun, karar vermiş değiller. Kendi aralarında demokratik nezaketin çatısını örmekten aciz kalan, ittifakın isim değişikliğini planlayan, üçüncü bir ittifak projesiyle HDP'yi bagaja koymayı düşünen zillet ittifakının Türkiye'ye katacağı, Türk milletine kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Doğal gaz stokunda olmayan azalmayı bir yalana bin yalan ekleyerek anlatan, benzin fiyatlarını görünce ata bindiklerini açıklayan bu demokrasi kaçkınlarını, ahde vefalarını çiğnemiş bu nimet bilmez taifeyi aziz milletimiz ibretle takip etmektedir.

Kılıçdaroğlu, geçen hafta katıldığı bir televizyon programında pot üstüne pot kırmış, vahamet düzeyinde falso yaparak, 'Bu milleti barıştıracağız' diyebilmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu, barışmak küsler arasında olur. Türk milleti ne zaman birbirine küsmüştür? Bu küslükten bir tek bizim mi haberimiz olmadı? Sen ne demeye çalışıyorsun? Maksat ve muradın nedir? Demokrasinin arkasına sığınıp Türkiye'yi yaylım ateşine tutmana, nifak saçmana, sanal ihtilaflar üretip bunu yaymana tahammül etmeyeceğiz, suskun kalmayacağız. Sayın Kılıçdaroğlu, AB büyükelçileriyle buluşmanda, 'DEVA Partisinin ekonomi çalışmasına katılacağız' sözlerinle küstürdüğün, kızdırdığın, özgüveniyle oynadığın CHP'ye oy veren kardeşlerimle önce barışman, öncelikle onların gönüllerine girmen sana başlıca tavsiyemizdir. Milletin arasında en küçük bir küslüğün olmadığını, buna dair bir emarenin dahi bulunmadığını görmelisin, hiç kuşku yok aklını da başına acilen devşirmelisin."

- "Bizim için Edirne neyse Hakkari odur"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, gücünü milletinden alan siyasal bir düşüncenin savunucusu olduğunu ifade ederek, partisinin vazgeçmeyeceği temel hususun millet gerçeği ve demokrasi mirası olduğunu belirtti.

Partisinin millet anlayışının ötekileştirici ve uzaklaştırıcı olmadığını söyleyen Bahçeli, "Bizim hiçbir zaman kimsenin kökeni veya mezhebini öne çıkaran, kaşıyan, reddeden, aşağılayan, engelleyen, yasaklayan bir zihniyetle yakınlaşmamız mümkün değildir. Bizim için Edirne neyse Hakkari odur. Yozgat neyse Diyarbakır aynısıdır. Bütün yolların çakıştığı nokta Türkiye Cumhuriyeti'dir." şeklinde konuştu.

MHP'nin Türkiye'de yaşayan vatandaşları "Türk milleti" tanımı içinde gördüğünü dile getiren Bahçeli, "Ancak zillet ittifakının paydaşları milleti oluşturan kimlikleri sorgulamakta, tahriklerini sürdürmektedir. Asırlar içinde üst birliğe ve millet kimliğine yönelen bütün süreç bu tahriklerle geriye dönme riskini içinde barındırmaktadır. Etnik kimliklerin kaşınması, kaçınılmaz olarak kimlik taleplerini doğuracak, hepimizin adı olan Türk milleti tanımına itirazlar çoğalacaktır." ifadelerini kullandı.

Bahçeli, MHP'ye göre Türkiye'nin milli birliği ve bütünlüğünün, dil, soy ve din unsurlarının da üstünde tarihi bir gerçek olduğunu vurgulayarak, "Türkiye Cumhuriyeti birleştirici ve bütünleştirici millet temeli ve sosyolojik uzlaşma üzerinde şekillenmiştir. Ancak tahripkar süreç devam ederse, mensubu olduğumuz Türk milleti, alt kimlik ve çok kültürlülük talepleri sonucunda bölünme tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu durum, hem milli birliğimizi tahrip edecek hem de Türk devletinin sonunu hazırlayacaktır. Kılıçdaroğlu'nun siyaseti buna yöneliktir." dedi.

MHP'nin etnik, kültürel ve mezhep zeminindeki siyasallaşmanın bölünmeye götüreceğine inandığını anlatan Bahçeli, "Bunun sonucunda ortaya çıkacak tabloda ise Türkiye'nin bu nüfus ve bu coğrafya bütünlüğü ile devamı mümkün olmayacaktır. Bizim bu konuda duruşumuz nettir ve belgelidir. Bizim dayandığımız ilkeler, tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet ve tek dil ülküsüdür. Tek devlet üniter yapının korunmasını, tek millet Türk milleti kimliğinin devamını, tek bayrak milli devletin bekasını, tek dil resmi dilin yalnızca Türkçe olabileceğini, tek vatan ise ülkemize ortak koşulamayacağını ilan etmektedir ve bunlar da bizim kırmızı çizgilerimizdir." diye konuştu.

(Bitti)