AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, partisinin İstanbul Mahalle Başkanları Toplantısı'nda konuştu:

"Türkiye, her şeyden önce ekonomide dışa bağımlı bir ülke olarak yoluna devam edemez. Sıcak para cenneti olan, geçmiş dönemlerde yaptığımız yanlışlıklar gibi yüksek faizlerle dışarıdan gelen düşük kurlarla Türkiye'ye gelen sıcak para üzerinden maalesef yabancı malların satıldığı bir ülke haline gelemez" "Malazgirt'ten bu yana bu topraklarda böyle rahat içerisinde geçen neredeyse bir günümüz olmamıştır. Ama sizi temin ederek söylerim ki çok yakın tarihimizdeki en önemli karışıklık, kargaşa ve en önemli geçiş dönemlerinden birini şimdi yaşıyoruz, içinde bulunuyoruz" "Müttefikimiz olan ülkelere, sessiz, edilgen ve pısırık bir müttefik olmadığımızı da her alanda gösterdik, göstermeye devam ediyoruz" "Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye, Afrikalı dostlarına diyor ki 'Verin elinizi, uzatın. Hep beraber kardeşçe birlikte ayağa kalkalım. Birlikte zalimlere karşı mücadele edelim.' Bu toplantı dünya 5'ten büyüktür yolunda atılmış önemli adımlardan biridir"

18 Aralık 2021 - 17:40
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Türkiye, her şeyden önce ekonomide dışa bağımlı bir ülke olarak yoluna devam edemez. Sıcak para cenneti olan, geçmiş dönemlerde yaptığımız yanlışlıklar gibi yüksek faizlerle dışarıdan gelen düşük kurlarla Türkiye'ye gelen sıcak para üzerinden maalesef yabancı malların satıldığı bir ülke haline gelemez." dedi.

Kurtulmuş, Kızılcahamam'da bir otelde düzenlenen AK Parti İstanbul Mahalle Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmaya salondakileri selamlayarak başlayarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu hareketin, bu davanın yükünü yıllardır çeken, en zor şartlarda vatandaşımızın birebir şehrin en ücra köşelerinde muhatabı olarak taleplerini, beklentilerini alan, siyasete onu taşıyan, milletimizin dertlerine ortak olan ve bu anlamda da milletimizle hemhal olarak, AK Parti'nin gerçekten bir dava hareketi olduğunu milletin içerisinden çıkan bir büyük millet partisi olduğunu milletimize göstermiş oluyorsunuz. Bundan dolayı mahalle başkanı arkadaşlarımı yürekten tebrik ediyorum."

Şartlar ne olursa olsun iddia sahibi bir siyasi partinin en önemli gücünün teşkilat gücü olduğunu belirten Kurtulmuş, "Ankara'da ne yaparsanız, hangi fikri geliştirirseniz, hangi siyaseti çoğaltırsanız çoğaltın, bunları geliştirecek, bunları milletimizle paylaşacak ve bu anlamda da Türkiye siyasetine yön verecek olan asıl unsurun doğrudan doğruya halkla temas içerisinde olan, milletimize bu anlamda hem fikriyatımızı anlatan hem milletimizi dinleyerek bizim hangi istikamette yürümemiz gerektiğinin işaretlerini veren siz değerli teşkilat mensuplarısınız." dedi.

Teşkilatı güçlü ve kuvvetli olmayan bir siyasi partinin, fikri ne kadar güçlü olursa olsun, iktidarda ne kadar fazla kalırsa kalsın bu gücünün çok fazla etkisinin olamayacağını vurgulayan Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Onun için diyoruz ki her şeyden önemlisi, bütün siyasi faaliyetlerimizin en üstünde gördüğümüz yer partimizin teşkilatıdır. Teşkilat yapımızdır ve teşkilatımızın ağırlıklı yükünü çeken siz mahalle başkanı arkadaşlarımızdır. '94 ruhu' diyoruz ya, Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 94 seçimlerine gelmeden bir müddet evvel İstanbul'da bütün mahalle başkanlarının toplandığı büyük bir toplantı vardı.

O toplantıda sadece iki arkadaş, iki mahalle başkanı toplantıya katılamadı. Onlardan birisi işte akrabası vefat etmiş, onun için memleketine gitmiş. Bir diğeri ise hatırladığım kadarıyla ameliyat olmak için hastaneye yatırılmış ama henüz ameliyat olmamış. O zaman Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul İl Başkanı. O zaman rahmetli Erbakan, Cumhurbaşkanımız da diyor ki 'O hastanede yatan ameliyat oldu mu, olmadı mı?' 'Henüz olmadı, yarın ya da birkaç gün sonra olacak.' yanıtını alınca, 'O zaman diyor onu da çağırın. O da gelsin ondan sonra toplantıya başlayalım.' Toplantı bir eksikle başlıyor. O da zorunlu bir eksikle başlıyor. O çalışmalarla, o şuurlu çalışmalarla, Allah'ın izniyle 1994'te İstanbul'da olmayacak zannedilen bir şey oluyor. Ve Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak siyasette yeni bir sayfanın açılmasının yolu açılıyor."

Kurtulmuş, 2023'te de aynen 94 ruhu gibi yeni bir başlangıcı ve sayfayı açarak Recep Tayyip Erdoğan'ı tekrar Cumhurbaşkanı seçmek için çalışacaklarını belirterek, "2023'e çeyrek kaldı. Bunlar aslında seçim çalışmalarımızın da bir hazırlığıdır. Bu anlamda yığınağımızı, bu hazırlık safhasında en iyi şekilde yapacağız ve inşallah eksiksiz, gediksiz bir şekilde yol alacağız." dedi.

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan'a yeni görevinde başarılar dileyen Numan Kurtulmuş, "Burada yeri gelmişken de Bakan Yardımcısı olarak görevine başlayan Mahmut Gürcan kardeşimize de üstün başarılar diliyorum. Zor zamanda zor bir göreve geldi. Allah yüz aklığı versin, Allah muvaffak eylesin. Böylece İstanbul teşkilatımız kendi içinden bir arkadaşımızı daha Ankara'da önemli bir makama göndererek üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirdiğini de göstermiş oldu." diye konuştu.

- "Dünyanın bütün büyük güçleri bir savaş içerisinde"

Dünyanın fevkalade büyük bir türbülanstan geçtiğini bildiren Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Dünyada hemen hemen her yerinde ama özellikle bizim merkezinde bulunduğumuz Kafkaslar, Karadeniz, Balkanlar, Akdeniz, Ege Denizi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında, dünyanın bütün büyük güçlerinin kapıştığını, yeni dünyanın ekonomi politik dengelerinin tamamının kurulması için en önemli merkez, en önemli odak olunan alan olarak merkezinde bulunduğumuz alan olduğunu hepimiz biliyoruz.

Dünya, tabiri caizse, zaten çoktan bir 3. Dünya Savaşı'nın içine girmiştir. Bu fakir bunu neredeyse 10 sene evvel söylüyordu. Ekonomik olarak, siyasi olarak, vekalet savaşları adı altında, ticaret savaşları adı altında verilen örtülü savaşlar ve mücadelelerle dünyanın bütün büyük güçleri tam manasıyla bir çelişki, çatışma, rekabet ve hatta dediğim gibi bir savaş içerisindedir."

Bir tarafta Amerika Birleşik Devletleri, bir tarafta Çin, bir tarafta Rusya ve bir tarafta da Avrupa Birliğinin dünyanın hemen her yerindeki bölgelerde güç savaşlarını sürdürdüğünü vurgulayan Kurtulmuş, "Ukrayna üzerinden Avrupa Birliği ile Rusya'nın mücadelesi, Kafkaslarda Amerika ile Rusya'nın mücadelesi, Orta Doğu'da Amerika, Avrupa Birliği, Rusya ve diğer ülkelerin mücadelesi. Aynı şekilde Çin'in dünya pazarlarına açılmak için oluşturduğu yol ve kuşak projesi ile Çin'in hem Rusya, Rusya'yla birlikte Avrupa ve Amerika üzerindeki oluşturmaya çalıştığı baskıların mücadelenin geçtiği alan burasıdır, bu coğrafyadır ve bu coğrafyanın en önemli ülkesi, bu coğrafyanın amiral gemisi de Türkiye'dir." diye konuştu.

Türkiye'nin bu coğrafyada yalnız başına kalmamasının ve güçlü bir ülke olarak yoluna devam etmesinin yeniden güçlü büyük Türkiye'yi kurmanın sadece bir siyasi seçenek değil bir siyasi zorunluluk olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Malazgirt'ten bu yana bu topraklarda böyle rahat içerisinde geçen neredeyse bir günümüz olmamıştır. Ama sizi temin ederek söylerim ki çok yakın tarihimizdeki en önemli karışıklık, kargaşa ve en önemli geçiş dönemlerinden birini şimdi yaşıyoruz, içinde bulunuyoruz." dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin bu coğrafyada, her iki ayağı da sağlam basan, ekonomisi ve siyaseti çok güçlü bir ülke olarak yol almaktan başka bir mecburiyeti bulunmadığını vurguladı.

Türkiye'nin yönünün ne doğu ne de batı olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Türkiye'nin yönü kendi eksenidir, Türkiye kendi eksenini tahkim etmeye çalışıyor, yeniden güçlü bir Türkiye olarak yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Bunu anlamazsak işte geçmiş dönemlerde tartışması olduğu gibi kendi köklerimizi terk ederek, başkasına benzeyerek yükselebileceğimizi, büyüyebileceğimizi zannederiz." diye konuştu.

Osmanlı'nın, Selçuklu'nun çocukları olarak günün icabını yerine getirerek, Türkiye'yi daha güçlü bir şekilde ayağa kaldıracaklarını söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Mücadelemizin ana fikri burasıdır. Bu coğrafyada bağımsız, güçlü bir Türkiye olarak ayakta durmaktan ve dünyada örnek olmaktan başka hiçbir şansımız, hiçbir seçeneğimiz yoktur. Yoksa geçmiş dönemlerde olduğu gibi eğer biraz tökezlersek, biraz bu idealimizden vazgeçersek zaten dünyayı bir savaş alanına döndürmüş olan büyük güçler, Türkiye'yi hareketsiz bırakmak, Türkiye'yi kendi alanında hapsetmek için zaten planlarını yapıyorlar.

Osmanlı'yı da dağıtan zihniyet, Türkiye'yi dağıtma fikrinden de vazgeçmiş değildir. Bu coğrafyayı paramparça etme fikrinden vazgeçmiş değildir. Bu coğrafyayı toplayacak olan, derleyecek olan, kuşatacak olan ve hep beraber güçlü bir geleceğe taşıyacak olan sizsiniz, sizin temsil ettiğiniz medeniyet siyasetidir, AK Parti'nin siyasetidir."

- "Türkiye, ekonomide dışa bağımlı bir ülke olarak yoluna devam edemez"

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye, her şeyden önce ekonomide dışa bağımlı bir ülke olarak yoluna devam edemez. Sıcak para cenneti olan, geçmiş dönemlerde yaptığımız yanlışlıklar gibi yüksek faizlerle dışarıdan gelen düşük kurlarla Türkiye'ye gelen sıcak para üzerinden maalesef yabancı malların satıldığı bir ülke haline gelemez. Ya bu istikamette yürüyeceksiniz yani dışarıdan gelen malları alacak. Faizleri yüksek bir şekilde vererek içeride bir şekilde paranın olmasını temin edeceksiniz, bu bir yoldur. Ya da milletçe, alın teriyle, kol gücüyle, fikir ve zihin gücüyle üretecek, ihraç edecek ve dünya milletleriyle rekabet ederek dünya milletlerinden para kazanacaksınız ve böylece kasalarınızı dolduracaksınız. Türkiye ikinci istikameti tercih etmekte ve o istikamette yürümektedir."

- "Kapasite kullanım oranları ciddi bir şekilde yükseldi"

Kurtulmuş, "İçinden geçmekte olduğumuz bu zor dönemin şartlarını çok iyi biliyor ve gereklerini de yerine getirmeye gayret ediyoruz. Türkiye, şu an itibariyle bu yılın sonunda 221 milyar dolar ihracatı olan bir ülke olacak. Bu yılın sonu itibariyle Türkiye, dünya ortalamasının, gelişmiş ülke ortalamasının 2 katı olan yüzde10'luk bir büyüme hızıyla dünyada destan yazan ülkelerden birisi olacak." dedi.

Türkiye'nin istihdamda, pandemi öncesindeki döneme dönen 24 milyon istihdam seviyesine ulaşmış bir ülke olarak yoluna devam edeceğini söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Kapasite kullanım oranları ciddi bir şekilde yükseldi, yükselmeye devam edecek. Bütün bunların için söylüyorum? Evet ekonomide sorunlar var. Vatandaşlarımız ciddi birtakım sıkıntıları çekiyor ama en az muhalefetin gördüğü kadar bunları görüyor ve bunların giderilmesi için canla başla gayret sarf ediyoruz. Ancak üreten, çoğaltan, istihdam üreten, ihracat yapan, yatırım yapan bir Türkiye olma istikametinde asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bu yol bağımsızlık yoludur. Eğer kendiniz üretirseniz, eğer kendinizi ihracatınızı yaparsanız, mallarınızı, ürünlerinizi rekabetçi bir duruma getirirseniz. dünyada etkin bir ülke olursunuz."

Yeniden büyük ve güçlü Türkiye hedefinde, en önemli unsurlardan birisinin Türkiye'nin sanayi alanındaki gelişmesi olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şunları bildirdi:

"Özellikle milli savunma sanayimiz alanındaki gelişme fevkalade göz kamaştırıyor. Piyade tüfeğini başkasından almak için kuyrukta bekleyen bir Türkiye vardı. Ne zaman? Çok uzak değil 20 sene evvel. İHA'ları, Amerika'dan almak için SİHA değil İHA'ları, Amerika'dan almak için kuyrukta bekleyen bir Türkiye vardı. Daha yakın zamanlara kadar. Bırakın korvetleri deniz araçlarını vesaire kendi silahlarını temel silahlarını üretemeyen bir Türkiye vardı.

İnsanlık tarihi bize bir şey öğretiyor. Savunma sanayisinde güçlü olmayan hiçbir ülkenin, milli bağımsızlığını sağlaması mümkün değildir. Savunma sanayinde güçlü olmak hem ülkelerin milli menfaatleri çerçevesinde stratejilerini, taktiklerini, politikalarını geliştirmelerini sağlarken aynı zamanda da savunma sanayi birçok sanayisinde gelişmesine vesile oluyor. Bu Avrupa'da da Rusya'da Amerika'da da böyle olmuştur. Şimdi Türkiye'de savunma sanayindeki gelişmelerimiz yan sanayileri de destekleyerek gerçekten önemli bir çıkışı yakalamış oluyor."

Bu anlamda Türkiye'nin, SİHA ve TİHA'larını yaptığını hatırlatan Kurtulmuş, "Türkiye, helikopter motorunu, füze motorunu, denizde insansız araçlarını üretti. Türkiye kendi milli LHD'sini yani amfibi tipi korvetlerini üretti. Ve inşallah şimdi İspanyollarla beraber kendi uçak gemisini yapmak için adımlarını atıyor. Bunlar birileri tarafından hiç görülmüyor, önemsenmiyor. Hatta bunları söylediğinizde, 'ne yapalım bunlar karın mı doyuruyor?' diyor. Evet bu sektörler, birçok insanın istihdam sağlam istihdamını sağlıyor." dedi.

Yeniden güçlü ve büyük Türkiye'nin, aynı zamanda dış politikada da etkin olan bir Türkiye olduğunu söyleyen Numan Kurtulmuş, bu doğrultuda sadece son yıllarda yaşanılanların gözden geçirildiğinde, Türkiye'nin dış politikada ne kadar etkili ve ilkeli bir duruş sergilediğinin görüleceğini belirtti.

- "Türkiye'nin yıkılmaması için Allah'a dua ettiler"

İstanbul'da 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin gerçekleştirildiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımız Afrika Zirvesi'ni gerçekleştiriyor. Afrikalı liderlerle hem topluca toplantılar yapılıyor hem de birebir görüşmelerle ülkelerimiz ve genel olarak Afrika'yla Türkiye'nin iş birliğinin artırılmasına çalışılıyor." dedi.

Sudan'ın başkenti Hartum'da Camii Kebir Meydanı'nda 15 Temmuz gecesi insanların sabaha kadar camilerde durduğunu söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"O insanlar, İslam'ın son kalesi olarak gördükleri Türkiye'nin yıkılmaması için Allah'a dua ettiler. Şunu söylemek istiyorum, Afrikalı için beyaz adam zalimdi, despottu, emperyalistti, sömürücüydü. Osmanlı yıkıldıktan sonra yine bir beyaz adam geldi, beyaz adamlar geldi. Türkiye'den insanlar geldi. Şimdi bugünkü Afrika zirvesinin özeti odur. Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye, Afrikalı dostlarına diyor ki 'Verin elinizi, uzatın. Hep beraber kardeşçe birlikte ayağa kalkalım. Birlikte zalimlere karşı mücadele edelim.' Bu toplantı dünya 5'ten büyüktür yolunda atılmış önemli adımlardan biridir. Allah hayırlı, bereketli sonuçlar almayı nasip etsin."

Türkiye'nin milli menfaatlerini korumada hiçbir gerilimi göze almaktan vazgeçmediklerin vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bütün gerilimleri göze aldık. Mesela Libya meselesi, Doğu Akdeniz'de petrol arama meselesi, Ege Denizi'ndeki haklarımızın, hukukumuzun korunması meselesi, Kafkaslarda Azerbaycanlı kardeşlerimizin işgali sona erdirmesine verdiğimiz destek bunları uzatabiliriz. Bizim milli menfaatlerimiz söz konusu olursa, kim ne gerilim çıkarırsa çıkarsın, Türkiye bütün gerilimlere karşıda yumruğunu sıkarak akıllı bir şekilde strateji izledi ve gerilimlerle Türkiye'nin terbiye edilmesine müsaade etmedi.

Hatta daha ilerisini söyleyeyim. Bazı gerilimleri de mesela Amerika Birleşik Devletleri'ne mesela Avrupa Birliğine müttefikimiz olan bu ülkelere, sessiz, edilgen ve pısırık bir müttefik olmadığımızı da her alanda gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. Neyi kastediyorum? 'PYD/YPG'ye karşı operasyon yapamazsınız' diye 50 bin kere söylediler. Kusura bakmayın. Burası sizin için bilmem kaç bin kilometre ötede bir yer. Bizim ise burnumuzun dibi bahçemizin hemen dış sınırıdır. Dolayısıyla burada bu milletin güvenlik meselesinden asla taviz vermeyeceğiz."

- "Eski devirler de geride kalmıştır"

Yunanistan'ın desteklenmeye devam edildiğini hatırlatan Numan Kurtulmuş, "Oralarda, Yunanistan'la ilgili meselelerde de yeniden eski adetleri depreşti. Türkiye karşıtı politikaları geliştirmeye çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Dostluk başka, müttefiklik başka ama müttefiklik uğruna milli menfaatlerimizi ayaklar altına aldıracak pısırık ve edilgen müttefiklik başkadır. Artık Türkiye'nin edilgen bir müttefik olduğu o eski devirler de geride kalmıştır. Güçlü ve etkin bir Türkiye olarak yolumuza devam ediyoruz." dedi.